"Bu kötü hâlden bizi kurtarın!"

A -
A +
Irak’ta yaşayan velilerden Ali bin Heyti hazretlerini “rahmetullahi aleyh” bir grup âlim ziyarete geldiler bir gün.
Onları içeriye aldı.
İltifatlarda bulundu...
Oturup sohbet ettiler.
Âlimler, onun sohbetinden ve hikmetli sözlerinden çok istifade etmişlerdi...
Ama birkaçı hariç...
Onlar huzursuz oldu.
Sevmediler bu zatı.
Nitekim kalkıp gittiler az sonra.
Bu büyük veli, anlamıştı bunların niçin gittiklerini.
Ama üzülmüştü bu hareketlerine!
Ertesi gün o gidenleri tek tek ziyaret etti evlerinde.
Kapılarını çalıyordu.
Yüzlerine bakıyordu.
Ve geri dönüyordu.
Bütün sır, o bakıştaydı zaten.
O bakışla, bütün bildiklerini unuttular.
Yıllarca tahsil edip, dirsek çürütüp öğrendikleri dinî bilgiler, onun bir nazarıyla silinmişti bir anda.
Ya Kur’ân-ı kerim?
Onu da unuttular...
Tam cahil oldular.
Ve anladılar hatalarını.
Ama olan olmuştu bir kere.
Huzuruna gidip özür dilemekten başka çareleri yoktu...
Toplanıp vardılar kapısına.
Saygı ve hürmetle;
“Affedin efendim! Bu kötü hâlden bizi kurtarın” dediler.
O, yine merhamet etti.
Onları içeri alıp yemek yedirdi.
Âlimler, ilk lokmayı alır almaz kavuştular eski bilgilerine.
Onun büyüklüğünü de anlamış oldular böylece...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.