Hikmetinden sual olunmaz...

A -
A +
Şam’da yaşayan Bilâl bin Sa'd hazretleri, bir gün şunu anlattı:
Hakk teâlâ, Âdem aleyhisselâmı yaratmak isteyince;
“Ey arz! Ben, topraktan insan halk etmeyi diledim” diye ferman eyledi yeryüzüne.
Ve buyurdu ki:
“İtaat edenlere, mükâfat olarak cenneti veririm. Âsiler cehennemde yanarlar!”
Yeryüzü arzetti ki:
“Yâ Rabbî! Bu, itaat edenlere büyük ihsandır. Ama isyân edenlerin cehennemde yanmalarına dayanamam.”
Hakk teâlâ Hazret-i Cibrîl’e;
“Yâ Cebrâil! Yeryüzüne in. Oradan bir miktar toprak getir” buyurdu.
Hazret-i Cibril, yere inip de toprak alacağı zaman yeryüzü yalvardı:
“Yâ Cebrâil, benden toprak alma!”
“Neden?”
“Yarın isyân edip azâba düşerler.”
Hazret-i Cebrâil, bu feryada acıyarak geri döndü.
Ve arz etti:
“Yâ İlâhî! Her şey sana mâlûm.”
Hakk teâlâ Hazret-i Mîkâil’e emretti.
O da yeryüzüne indi.
Yine aynı şey oldu.
Hazret-i İsrâfil de emirle yere indiyse de o da “eli boş” döndü. En sonunda, Hazret-i Azrâil’e emretti Cenâb-ı Hakk.
Yeryüzü, ona da feryat edip yalvardı ise de o dinlemedi. Her kıtadan birer avuç toprak getirdi.
Ve bir yerde biriktirdi.
Bu topraklar, kırk arşınlık bir yığın oldu o yerde. Dünyanın çeşitli yerlerinden alındığı içindir ki, insanlar da çeşitli renk, huy ve tabîattadırlar...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.