"O, bizim talebemizdir”

A -
A +
Bağdat’ta yaşayıp kabr-i şerîfi Nişabur'da bulunan Ebû Osmân Magribî hazretleri devrinde bir genç, bir gece yarısı kalktı.
Ellerini açtı.
Ve yalvardı:
“Yâ Rabbî! Beni doğru yola iletecek bir mürşide kavuştur! Onun huzûrunda dînimi öğrenip sana ibâdet edeyim.”
Böyle duâ etti...
Sonra da yattı.
Ve rüyâ gördü.
Rüyâsında kıyâmet kopmuş, hesaplar görülüyordu. Bu gencin de günahları fazla geldiğinden, azap melekleri onu cehenneme götürüyorlardı ki nûr yüzlü bir “ihtiyar” belirdi.
Ve o meleklere;
“Bu genci bırakın! O, bizim talebemizdir” dedi.
Melekler “peki” dediler.
Ve o genci bıraktılar.
Genç, sevinip kendisini kurtaran o zâtın yüzüne dikkatle baktı. Beyaz sakallı, nûr yüzlü ve sevimliydi.
O esnâda uyandı...
O zâtı merak etti...
Evet… Duâsı kabul olmuş ve bir “mürşit” gösterilmişti kendisine.
Ama kimdi bu zât?
Ve ona nasıl kavuşacaktı?
Derken çalındı kapısı.
Açtığında bir “ihtiyar” gördü eşikte. Beyaz sakallı.
Nûrâni yüzlü.
Ve sevimliydi.
Evet bu, rüyâda gördüğü zâttı.
O, “mürşit” arıyordu.
Mürşit, onu buldu.
Elini öpüp “talebesi” oldu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.