Bir vefâkârlık örneği

A -
A +
Âlemlerin Efendisi çok vefâkârdı. Meselâ kendisine “bir hediye” gelseydi “Onu filân kadına götürün. Çünkü o, Hatîce'nin arkadaşıdır" buyururdu.
Hazret-i Âişe;
"Hatîce'ye gıpta ediyorum. Çünkü Resûlullah ondan çok bahseder; onu çok sevdiğini söylerdi... Ne zaman bir koyun kesilse, onun akrabâsına da gönderirdi" derdi.
● ● ●
Bir gün de Habeşistan Meliki Necâşî'den elçiler geldi huzûruna.
Onlara çok iltifat etti.
İkrâmları bizzat kendisi yaptı...
Sahâbe-i Kirâm "Yâ Resûlallah! Siz yorulmayın; biz hizmet ederiz" dediler.
Efendimiz;
"Evet siz yaparsınız; ama onlar, vaktiyle eshâbıma çok hizmet ettiler. Onun teşekkürü için bu hizmeti severek yapıyorum” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de savaş esirleri arasında süt kardeşi Şeymâ'yı gördü, hemen tanıdı ve çok sevindi... Mübârek arkasındaki örtüyü yere serdi...
Üzerine onu oturttu.
Hâlini hatırını sordu.
Ve kendisine "İstersen yanımda kal; istersen seni köyüne göndereyim, ama bir ihtiyâcın olursa yine bana gel!" buyurdu.
● ● ●
Resûlullah Efendimize “doksan bin altın” hediye gelmişti. Hiç bekletmeden tamâmını eshâba taksîm etti.
Sonra biri daha geldi.
Ama “altın” kalmamıştı.
Ona "Her neye ihtiyâcın varsa, git benim nâmıma satın al; ben sonra öderim" buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.