“Bana Semerkant'tan bal getir”

A -
A +
Türkistân’ın en büyük velîlerinden Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin kabr-i şerîfi Semerkant’tadır.
Bir gün hizmetçisine;
“Bana Semerkant'tan biraz bal getir” buyurdu.
Hizmetçi;
“Peki efendim” dedi.
Ve hemen çıktı yola...
Hocasının emrettiği kadar bal satın alıp tam dışarı çıkıyordu ki, dükkâna bir “kadın” girdi...
Genç ve güzeldi.
Şeytana uydu.
Ve şehvetle baktı kadına.
Sonra ayrılıp yola koyuldu.
Ve gelip takdim etti balı hocasına.
Etti, ama hocasının yüzü gülmüyordu.
Hattâ kaşlarını çatıp;
“Sen bal almaya gittin, ama şarap getirdin” buyurdu.
Hizmetçi;
“Estağfirullah efendim, bal getirdim” diye arz etti.
Büyük velî;
“Hayır, şarap getirdin. İstersen aç da bak!” buyurdu
Hizmetçi kutuyu açtı.
Hayretten donakaldı!
Zîra kutudaki bal değildi.
Şarap vardı hakîkaten.
Ne diyeceğini bilemedi.
O zaman anladı hatâsını...
Kendi kendine;
"O kadına şehvetle bakmıştım, ben o günâhı işleyince kutudaki ‘bal’ da ‘şarap’ olmuş" dedi.
Böyle düşündü hemen.
Bu, büyük “ders” oldu ona.
Bir daha da bakmadı yabanc bir “kadın”a.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.