​Hocasına itiraz edince!..

A -
A +
Evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, birkaç talebesiyle bir eve yemeğe gitmişlerdi. Sofra kuruldu. Büyük velî ve talebeleri sofraya oturdular.
Ancak biri oturmadı.
Mübârek zât;
“Sen niçin sofraya gelmiyorsun?” diye sordu ona.
O talebe dedi ki:
“Bugün oruca niyet ettim.”
“Farz orucu mu?”
“Hayır, nâfile.”
“Öyleyse bozabilirsin evlâdım!.. Haydi gel, bizden ayrılma.”
Ancak o talebenin gelmeye niyeti yoktu her nedense.
Mübârek, bir daha;
“Haydi gel” buyurdu.
O yine gitmedi.
Açıkça inat ve itiraz ediyordu hocasına.
O vakit büyük velî, diğerlerine dönüp;
“Bunu terk edin. Bu, Allah’tan uzaktır” buyurdu.
Eyvâh!.. Bir Allah dostunu incitmişti.
Hem de hocasını.
O talebenin bu îtirazı, felâketine sebep oldu.
Nitekim sonraları tamamen bıraktı ibâdeti.
Kalmadı namaz niyaz...
● ● ●
Bu büyük velîye, bâzı gençler; “Zikir ne demektir efendim?” diye suâl ettiler merakla.
Büyük zât;
“Zikir, İslâmiyete tam uymaktır. Yâni İslâmiyete tam uyan bir kimsenin her hareketi, ‘zikir’dir. Eğer böyle değilse, eline tesbîh alıp, binlerce ‘Allah, Allah, Allah’ dese dahî o, zikretmiş sayılmaz” buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.