Elmaların zikri...

A -
A +
Evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin kabr-i şerîfi Buhâra’nın Kasr-ı ârifan köyündedir.
Bir talebesi bir gün ziyâretine geldi bu büyük velînin.
Gelirken biraz “elma” hediye getirmişti. Hocası, elmaları alıp dağıttı herkese.
Tam yiyeceklerdi ki;
“Durun, yemeyin!” buyurdu.
Şaşırdılar.
Sordular ki:
“Niçin efendim?”
“Çünkü şu anda zikrediyorlar.” “Elmalar mı zikrediyor efendim?”
“Evet.”
“Ama biz duymuyoruz hocam.”
“Duymak ister misiniz?”
“Elbette efendim, çok isteriz.”
Mübârek zât duâ etti...
Hepsi işittiler elmaların tesbîhini.
● ● ●
Bu büyük zât, bir gün sevdiği bir dostunu üzüntülü görünce;
“Sen üzgünsün, bir derdin mi var?” diye sordu.
“Evet var” dedi.
“Nedir derdin?”
“Çok günâh işledim efendim. Âhirette hâlim nice olacak?” dedi.
Büyük velî;
“Merak etme!.. Bu gemi, sâlimen sâhile çıkarsa, içinde kim varsa kurtulur. Sen, bindiğin bu gemiden düşmemeye bak” buyurdu.
● ● ●
Bir gün de bâzı gençler;
“Zikir nedir efendim?” diye sordular bu büyük zâta.
O da cevâben;
“Zikir, her bir işi yaparken, bu yaptığım günâh mı, sevap mı, diye düşünmektir” buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.