Şeytan niçin sevinmiş?

A -
A +
Evliyânın büyüklerinden Behâeddîn-i Buhârî hazretleri, bir gün şunu anlattı sevdiklerine:
Sâlihlerden biri vardı.
Bu zât şeytanı görüp;
“Senin gibi mel’un olmak istiyorum, ne yapayım?” diye sordu.
Şeytan sevinip;
“Benim gibi olmak istersen namaza önem verme ve doğru yalan, her şeye yemîn et” dedi.
O kişi bunu duydu.
Ve kendi kendine;
“Hiçbir namazı bırakmayacağım ve artık hiç yemîn etmeyeceğim” dedi.
● ● ●
Behâeddîn-i Buhârî hazretlerinin bir talebesi de şöyle anlatıyor:
Hocamız bir gece bize teşrif etmişti.
Yanında bir grup talebesi de vardı.
Onlara yemek ikrâm etmek istedimse de birazcık “un”dan başka bir şeyimiz yoktu evimizde.
Huzurlarına varıp, durumu arz ettim.
“Onu yanıma getir” buyurdu.
Koşup getirdim.
Ona bir nazar edip;
“Hakk teâlâ ‘un’una bereket versin. Ama gizle bu sırrı, başkasına söyleme” buyurdu.
“Peki efendim” dedim.
Ve her gün korkmadan kullandım o unu.
Gerçekten “un”a bereket gelmişti.
O kalabalık misâfirler evimizde iki ay kaldılar da yine hiç azalmadı unumuz.
Bir gün dalgınlığıma geldi.
İfşâ ettim bu sırrı başkasına.
Undaki bereket gitti.
Azalmaya başladı.
Ve tükendi nihâyet...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.