Güreşiyorum; ama…

A -
A +
Buhâra’da yetişen evliyânın en büyüklerinden Seyyid Emîr Külâl hazretleri, gençlik senelerinde güreşirdi.
Güreş minderlerinde geçerdi bâzı vakitleri.
Bir gün yine çıkmıştı er meydanına.
Birisiyle güreşirken, tanıdı onu seyredenlerden biri.
Beğenmedi bu işi.
Kendi kendine;
"Bu seyyid delikanlı güreşle uğraşıyor. Hâlbuki faydalı bir işle uğraşsa daha iyi olurdu" diye geçirdi kalbinden.
Böyle düşünürken uyukladı o ara.
Rüyâsında, çirkef dolu bir “çukura” batmış gördü kendini.
Tam boğulacaktı ki,
Emîr Külâl yetişip çıkardı onu o pisliğin içinden...
Ve adam uyandı...
Gördü ki güreş bitmiş.
Emîr Külâl, doğruca bunun yanına geldi.
Ve kulağına eğilip;
“Güreşiyorum; ama güreşmekten maksadım, senin gibilerini çirkef çukurlarından kurtarmaktır” diye fısıldadı.
O, hatâsını anlamıştı zâten.
“Özür dilerim” dedi.
***
Bu zâta bir genç;
“Efendim, günâh işlememek için bana, neleri tavsiye edersiniz?” diye sordu.
Büyük Velî;
“Namaza ehemmiyet ver ve mutlaka kıl. Fakat şartlarına uygun olarak ve tâdil-i erkân ile, dosdoğru kıl. Eğer bunu başarabilirsen, günâh işlemekten korunmuş olursun” buyurdu...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.