"Oku bakalım, yazdığımı beğenecek misin?"

A -
A +
Benim liseden kimyâ hocam Hüseyin Hilmi Bey, Ahmed Mekkî Efendi’ye, eczâcı Fâtih Güner Bey’le "Seâdeti Ebediyye" kitabını gönderip, kitabın başına bir “takrîz” yazmasını ricâ etmişler.
Fâtih Bey kitâbı getirdi.
Mekkî Efendi’ye verdi.
O da alıp, Fâtih Bey'e;
“Üç gün sonra gel al” buyurdu.
Üç gün sonra müftülüğe geldiğimde, Mekkî Efendi’nin benden önce gelmiş olduğunu gördüm.
Beni yanına çağırdı.
Ve "Seâdeti Ebediyye" kitabını önüme sürüp, “Oku bakalım, yazdığımı beğenecek misin?” dedi.
“Estağfirullah” dedim.
Kitabın ilk sayfasına, Arabî olarak bir “takriz” yazmıştı. Arabî bilmediğim için çat pat okumaya çalışıyordum ki, kendisi okudu ve tercüme etti.
Sonra bana dönüp;
“Nasıl, güzel olmuş mu?” dedi.
“Estağfirullah efendim, çok güzel olmuş” dedim. Az sonra Fâtih Güner Bey geldi. Kitabı ona verip hocama gönderdi.
Fâtih Bey diyor ki:
Hüseyin Hilmi Efendi, kitâbı alıp takrîzi okuyunca memnun oldu ve bana; “Seâdet-i Ebediyye kitâbına sizin de bir hizmetiniz geçti kardeşim” dediler.
Mekkî Efendi, o gün bana;
“Abdüllatif, ümit ediyorum ki, bu kitabı hazret-i Mehdî okur ve bununla amel eder” buyurdu.
Hiç şaşırmadım.
Çünkü aynı şeyi başka arkadaşlara da, çok sevdiği Enver Ören Ağabey'e de, hattâ Hilmi Efendi’nin kendisine de defâlarca söylediğini biliyordum...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.