"Hanımını hoş tut!.."

A -
A +
Ahmed Mekkî Efendi’yle “rahmetullahi aleyh” bir akşam müftülükten eve dönüyorduk.
Vapurdan inip otobüs durağına doğru yürüdük.
Karaköy'de tam alt geçide giriyorduk ki, birden durdu.
Ve bana dönüp;
“Abdüllâtif, ileride evlenirsen hanımını hoş tut, onu sakın üzme. Hanımlar zayıftır, üzülünce hasta olurlar” buyurdu.
Ve ilâve etti:
“Sözümü dinlersen rahat edersin.”
Bu nasîhatini hiç unutmadım.
Daha doğrusu unutamadım.
Büyükler, kalpten konuşurlarmış.
Kalpten çıkan da kalbe girermiş.
Benim de kalbime girmişti.
Hattâ kazınmıştı sanki.
Onu dinledim.
Ve rahat ettim...
● ● ●
Bir gün iki genç gelip, Müftü Efendiye; “Efendim, dînimizi nereden öğrenelim?” diye sordular.
Ahmet Mekkî Efendi;
“Ehl-i Sünnet âlimlerinin kitaplarından, meselâ Tam İlmihâl Seâdet-i Ebediyye kitâbından öğreniniz. Bu kitâbı okuyan, hem dînini doğru olarak öğrenir hem de feyiz alır” buyurdu.
Sordular ki:
“Feyiz nedir efendim?”
“Feyiz, nûr demektir. Yâni bu kitâbı okuyanın kalbi nurlanır. Çünkü bu kitâbın içindeki bilgilerin hepsi, Ehl-i sünnet âlimlerinin sözleridir. İşte o büyüklerin kalbindeki feyizler, bu kitâba sinmiştir. Bu kitâbı okuyanlar, o feyizlerden istifâde ederler” buyurdu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.