"O bal, kabında dursaydı…"

A -
A +
Eshâbdan bir hanım, bir gün hediye olarak bir kap dolusu “bal” gönderdi Efendimize.
Efendimiz, balı aldılar.
Başka kaba koydular.
Ve kabını geri görderdiler.
Ancak ne hikmetse o kap “dolu” olarak ulaştı o hanım sahâbîye.
Kadıncağız kabı aldı.
Çok üzüldü, hattâ ağladı!
Zîrâ Efendimizin, o hediyeyi kabûl etmediğini zannetmişti.
Hemen huzûruna koştu.
Ve merakla sordu:
"Yâ Resûlallah! Gönderdiğim hediyeyi kabûl etmediniz mi?"
Buyurdular ki:
"Hediyeni kabûl ettim."
Hanımcağız şaşırdı!
"Ama kap, dolu olarak geri geldi yâ Resûlallah!" dedi.
Efendimiz, ona;
"Sana gelen o bal, Rabbimizin sana özel ihsânıdır" buyurdular.
Bu defâ çok sevindi.
Efendimizden özür diledi.
Ve sevinerek geri döndü.
O balı yıllarca yediler.
Bitmek tükenmek bilmedi.
Ama bir gün yanlışlıkla başka kaba aktardılar.
O günden îtibâren azalmaya başladı.
Ve nihâyet bitti.
Peygamberimiz;
"O bal kabında dursaydı, kıyâmete kadar yenirdi de yine bitmezdi" buyurdular.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.