Siz ne biçim askersiniz!

A -
A +
(Dünden devam)
Noyan Han'ın hiddeti katlanır!
Olanların hikmetini düşünmez.
Askerini şiddetle azarlayıp;
“Ne biçim askersiniz! Bir işi beceremediniz!” diye bağırır.
Kendisi ileri atılır.
Yayını gerer, üç ok fırlatır.
Üçü de ayağının dibine düşer.
Daha da öfkeye kapılır!
“Atımı getirin!” diye kükrer.
Koşup getirirler.
Hiddetle atına biner!
Ama bu defa da at yürümez.
Mahmuzlar, kamçı vurur.
Ama hayvan öylece durur.
Adam, hiddetinden kudurur!
Attan inip yaya gitmek ister.
Ama ayakları birbirine dolanır.
Felç olup yere yuvarlanır.
Konya halkı bu olanları hayret ve dehşetle seyretmektedir o esnada!
"Tekbîr" sedaları yükselir o meydanda!
Noyan Han, artık itiraf eder:
“Bu zat, bildiğim insanlardan değilmiş” der.
Ve askerine dönerek;
“Çabuk toparlanın!” der.
Ve Konya'yı terk eder.
● ● ●
Bu zat bir sohbetinde;
“Kıyâmet günü makbul olanlardan ve kurtulanlardan olmayı istiyorsanız, Allahü teâlânın razı olduğu, yani beğendiği iyi işleri yapınız!” buyurur.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.