Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli...

A -
A +
Muhterem Feridun Ağabey; televizyon ve gazetelerde güzel Kur’an okuma yarışmaları yapılıyor. Ramazana özel güzel Kur'ân-ı kerim okuma yarışmaları da yapılacak gibi ilanlarla karşılaşınca neden "güzel ezan okuma yarışması" yapılmıyor?  diye düşündüm. Bu konu çok önemli bence…
Bunu her vilayetin müftüleri organize edebilir. Hele sabah ezanları… İnsanın yataktan fırlaması gerekirken kafayı yorgandan içeri çektiren müezzinlere ezan okutmamalı. Lütfen bu konuya önem verilmeli. Din görevlileri bu müezzinleri hiç mi dinlemiyor? Kulak tırmalayan ses ve ses cihazları çok rahatsız ediyor. Bu bir "çağrı" ise çağıranın sesinin güzel olması gerekmez mi? Merkezî sistem açıldığında daha ezan başlamadan parazit sesleri kulakları tırmalıyor. Yazık. Bu konuya önem verilsin. Bu önemli görev, hakkını verene yaptırılsın. Resulullah efendimiz o kadar kıymetli Eshabı arasında ezanı niçin Bilal-i Habeşî hazretlerine okuttu? Çünkü sesi güzeldi. Selamlar...
        H.H. H.Ş-Malatya
 
 
Sağlıklı genç sağlıklı gelecek demektir
 
Sevgili Feridun Ağabey, gençlerimizi suçlamak ne kadar kolay! Ama “geleceğimiz gençlerimiz” denildiği hâlde gençlerimizi geleceğimize gerçekten hazırlıyor muyuz? Onlara gereken önemi gösterebiliyor muyuz?
Evvela dengeli bir evlilik ve ailelerde gelenek görenek din ve ahlaka uygun bir hayat yaşamaya ihtiyaç vardır. Öğretmenlerimiz, sadece öğrencilere ders vermekle yetinmeyip din ve ahlak merkezli oryantasyon kursları da vermelidir. Her gencin kabiliyetine göre spor yapmalarının önü açılmalıdır.
Birçok genç kız ve erkeğimizin daha hayatının baharında intihara, uyuşturucuya yönelmesini yüreğimiz kahrolarak öğreniyoruz. Bu gençlerin birçoğu ne aileden ne okuldan ne çevreden yerli ve millî eğitim alabilmekte. Suç işledikleri zaman da sanki tek suçlu gençlermiş gibi derdest ediyorlar. Önerim şudur ki; hem okullarımızda psikoloji hizmeti verilmesi gerektiği gibi psikoloji eğitimi alan gençlerimize kendi dersleri yanında din dersi eğitimi de ek olarak verilmelidir.
           N.A.-İstanbul
 
 
"Kızım ben ne kokuyorum?"
 
Otobüse bindim, ancak ayakta yer bulabildim. O kadar kalabalıktı. Derken oturan bir amca elime dokundu. Göz göze geldik. Kulağıma bir şey söylemek istediğini anladım. Eğildim. Kulağıma dedi ki:
“Az öte dur. Sigara kokuyorsun. Bende astım var. Nefesin nefesimi daraltıyor. İnan evde yeğenim sigara içiyor onu eve almıyorum. Bir arkadaşım var sol bacağını dizden aşağı kestiler. Sigara içmeden duramıyordu. Yine duramıyor. Nereden alışıyorsunuz bu merete. Allah kurtarsın...” Ben de ne diyecek diye kulak vermiştim. Gerçekten ne cevap vereceğimi bilemedim. İhtiyara mı kızsam, kendime mi kızsam? Gerçek ağzım kokuyor muydu diye onu mu dert edinsem? Niye şimdiye kadar kimse bana bir şey demiyordu? Eve gittiğimde beş yaşındaki kızıma sordum: “Kızım ben ne kokuyorum?” Kızım çocukça cevap verdi: “Sigara” Bir tuhaf oldum… Meğer kimler o kokudan rahatsız olduğu hâlde söylemiyordu? İyi de ben insanları rahatsız eden, kendi sağlığımı da olumsuz etkileyen bu illetten nasıl kurtulacağım? Çok üzgünüm çok…
         Memduh Büryan-Ankara
 
 
Yaşlıları da hayata dâhil edin
 
Batı demokrasilerinden etkilendiğimizden mi nedir hemen her yerde artık bedensel engelliler de hesap edilir oldu. Merdivenler yapılırken engelli asansörü konulması, yaya yollarında sarı çizgilerin konulması, haberlerde beden diliyle haber sunumuna takviye... Bunun gibi yaşlı insanlar niçin hiç hesaba katılmıyor anlamıyorum. Yaşlılar için bir tek belediye otobüs durakları ve otobüslerde gençlerin lütfen yer verirlerse ancak oturabilecekleri koltuklar mı olmalı? Yaşlı insanlar hayatın diğer alanlarında niçin hesaba katılmıyor? Yaşlı olduğu için evinde otursun, kenarda kalsın diye mi? Selamlar…
           Rumuz “Teyzeniz”-İstanbul
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.