Bu sefer susmayacağım!

A -
A +
Sustum Feridun Ağabey, sustum! Birikti yanaklarıma alfabe. “Ya ilahi, ya Rab, sükûtumu en güzel duam eyle" demiş Üstat Necip Fazıl. Lakin ben bu sefer susmayacağım. Susmayıp bağıra çağıra anlatmak istediğim bir derdim var.  
Birkaç yazıda bu köşede gençlikten bahsedildiğini gördüm. Ve dedim ki kendi kendime:
“Belki derdin bu gazete köşesinden insanlara ulaşır. Ulaşır da bir derman ararlar. Artık bu dert ‘benim’ değil ‘bizim derdimiz’ olur."
Şöyle ki telefonlara yüklenen bir uygulama var. Adını buradan veremeyeceğim. O uygulamayla o platformda yazılan kitapları telefonunuzdaki kütüphaneye ekleyip okuyabiliyorsunuz. Başta güzel, yararlı bir şeymiş gibi görünüyor. Ama insan ancak içine girince ne kirli işler döndüğünü o zaman görebiliyor. Bu uygulamada yazılan kitapların konusu çeşit çeşit. Korku, İslami, romantik, mizah vs. Peki bunların arasında en çok okunanlar hangisi biliyor musunuz? Cinsellik içerikli olanlar. Bu kitaplar bölüm bölüm yayınlanıyor ve o bölümlerin çoğunda büyüklerimizin dahi söylemeye utandığı yatak odası maceraları alenen anlatılıyor. Aralara birkaç parça +18 resimler de serpiştiriliyor. Ve bu kitapların çoğu 14-15 yaşındaki çocuklar tarafından yazılıyor. Peki, okuyanlar mı? Onlar ise 10 yaşından başlıyor. Aileler zannediyor ki çocuğum kitap okuyor. Hayır! Anne babalar çocuğunuz sizin mahreminizi okuyor.
Çocuklar daha o yaşta orada okuduklarıyla arkadaşlarına cinsel içerikli sözde espriler yapıyor. Gençlerin iyi bir gelecek, iyi bir vatan istekleri olacağı yerde orada yazanları yaşama ve orada tasvir edilen kusursuz fiziğe kavuşma isteği oluyor. 
Elbette gençlere cinsel eğitim verilmeli. Ama doğru zamanda ve doğru şekilde ve yerinde ve zamanında, gerektiği kadar... Bu telefona indirilen kitap uygulamasında yazanlar ise cinsel bilgi değil müstehcen denilen ve ahlakı zedeleyecek içeriklerle dolu.
Buradan anne babalara sesleniyorum; çocuklarınızı kontrol edin ne olur. Onlara internette de arkadaş olmayı unutmayın. Kitap okuyorsa hangi kitabı okuduğunu bir kerecik olsun merak edin veya mümkünse birlikte okuyacağınızı söyleyin...
            B.S. Bayraktar-Bursa
 
 
Bizlerin hakkını hukukunu kim koruyacak?
 
“Sevgili Feridun Ağabey, önce saygılarımı selamlarımı sunuyorum. Ankara’nın Pursaklar İlçesi Gümüşdere Mahallesinde bir camide imam-hatip olarak görev yapmaktayım. 29 yıllık din görevlisiyim. 2017 yılında dolandırılmamla ilgili size derdimi yazıp göndermiştim. Öncelikle derdimi yayınladığınız için çok teşekkür ediyorum. Bu konuda adli makamlardan derdimle ilgili bir yardım göremediğim gibi Cumhuriyet Başsavcılığından da kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi. İtirazıma da ret geldi. Biz mağdur olduğumuzla kaldık. Söz konusu dolandırıcı aynı işlere devam ettiği için bir gün karşısına çevresi olan nüfuzu olan birisi çıkınca onu hapse attırdı. Şu an Sincan Kapalı Cezaevinde yatmaktadır. Bu durumda ben bizim gibi çevresi olmayanların derdi neden dikkate alınmıyor, diye üzüldüm.
 
TAŞINMAZLARLA İLGİLİ DE DERDİM VAR!
 
Abiciğim ben aslen Eskişehirliyim. Yine yakınlarımdan biri Eskişehir mahkemelerine taşınmazların miras paylaşımı ile ilgili 2014 Haziran ayında dava açtı. O günden bu zamana kadar hiçbir sonuç alamadı. Sürekli mahkeme ileri tarihe atmaktadır. Diğer tarafta birileri sürekli zaman kazanmaktadır. Bizler ise hakkımıza bir türlü kavuşamıyoruz. Bizim de hakkımızın yerinde ve zamanında verilmesini istiyoruz. Örneğin babamın üzerine tescilli tapulu taşınmazını, kız kardeşim 1996 yılında aldığını iddia ederek tarlayı kullanmakta ve ayrıca tapu tescil davası açıp buradan hak iddia etmektedir. Bu davayı da Eskişehir Barosu'na bağlı bir avukat takip etmektedir. Bir hukukçu elinde resmî belge olmadığı hâlde bu takibi nasıl yapabilir? Tapu babamın üzerine olduğu hâlde mahkemeyi sürekli uzatmaktalar. Benim anlamadığım bu davaya bakan değerli hâkimler bu durumu hiç mi görmez? Hiç mi karşı tarafı dinleme gereği duymaz?
Sevgili Feridun Ağabey, yine 1956 yılında annem okuma yazma bilmediğinden ve annemin saflığından yararlanarak sağlık kurulu raporu filan almadan annemin erkek kardeşi yani dayım, babasından kalma taşınmazları bir parmak bastırma ile ve hileyle iki erkek oğlunun üzerine tapu sicil yaptırabilmiştir. Bu konu bu kadar nasıl kolay olabilmektedir?
Geçen gün gazetenizde de okudum. İnsanların elinden tapularını hileyle ve zorla aldıkları iddiasıyla birçok kişi gözaltına alınmıştı. Yani diyeceğim değerli mahkemelerimizin bu konularda daha duyarlı ve mağdurun hakkını yedirmemek üzere daha empati yaparak karar vermelerini arz ediyorum. Selamlar saygılar...
           Osman Geriş-Ankara
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.