Komşuluğa kurulan ahlaksız senaryo tuzağı!

A -
A +
Feridun Ağabey, sizin aracılığınızla RTÜK’e çağrıda bulunmak istiyorum. Yerli kanallarımızdan birinde… Dizinin adını söylemeye bile gerek yok… Bir genç kadın, üstelik hamile... Ve bu kadına kapıyı çalan bir başka kadın elinde bir tabak tatlı ile geliyor. Komşusu olduğunu söylüyor. Ne zamandır hoş geldin demeye gelemediğini belirtiyor. Komşu komşunun külüne muhtaç derler diyor. Komşuluk geleneğimizle ilgili insanın birbirine söyleyeceği ne kadar güzel söz var ise söylüyor. Sonra da ikram diye zehirli tatlıyı vererek oradan ayrılıyor...
Bu, görünüşte bir dizi film ve bir senaryo olabilir ama bu milletin “komşuluk” kutsalına ve geleneğine kurulmuş bir hainliktir. Bir provokatör yaklaşımdır. İnsan komşusuna güvenmeyip de kime güvenecektir? İnsana komşusu da böyle ihanet ediyorsa geriye ne kalmıştır?
Sevgili RTÜK siz bu programları hangi kriterlere göre denetliyorsunuz? Eğer farkında değilseniz buradan ihbar ediyorum. Bu ne rezil bir senaryodur? Bu ne utanmaz bir yaklaşımdır? Komşuluk denilen geleneklerimize bu ne içten saldırıdır? Diziyi izletecek başka senaryo mu kalmadı da komşuluk ilişkisini ihanet ilişkisine döndürerek ekranlara sunuyorlar? Komşu komşunun külüne muhtaç derken geçmişimizle dalga geçmeye utanmıyorlar mı? Hiç mi insanlık kalmadı içlerinde? Hiç mi merhamet yok? Bir komşunun bir komşuya böyle yapmasını nasıl akıllarından geçirebiliyorlar? Düşün artık ailenin yakasından. Uzak durun komşuluklardan da komşulardan da! Siz beyni zerre iyiliğe çalışmayan kötülük üzerine kafa yoran kötü insanlarsınız. Bütün komşuların bir diğerinden gelen ikramını provoke ettiniz! Bütün iyi niyetli komşuları bu kötü niyetinizle, potansiyel kötü niyetli yaptınız. Yazıklar olsun… Yazıklar olsun!..
         İrfan Akın-İstanbul
 
 
Madem iyi onlar niye yapmıyorlar?
 
“Efendim yazılarınızı düzenli okurum. Ama maalesef şu dalgalı kur meselesine hiç girmiyorsunuz. İsveç, İsviçre, Danimarka, Norveç, Kanada, Avustralya, İngiltere, Bulgaristan ve İsrail gibi Batılı zengin ülkeler sabit kur sistemiyle çalışıyorlar. Ama Türkiye gibi fakir ülkelere de diyorlar ki: Dalgalı kur sisteminden vazgeçmeyin!..
İyi de, eğer dalgalı kur sistemi iyi ise niye kendileri uygulamıyorlar? Çünkü biliyorlar ki dalgalı kur sisteminde istikrarsızlık vardır. En ufak bir gelişmede veya bir twitter mesajıyla kur altüst oluyor ama sabit kur sisteminde olağan dışı ne olay olursa olsun bir oynama olmaz.
Bizim de hiç gecikmeden bu dalgalı kur sisteminden kurtulup sabit kur sistemine geçmemiz lazım. 1980 öncesi bizde de sabit kur uygulanıyordu. Bu acil önerimi dikkatinize almanızı ve yetkililerle paylaşmanızı canı gönülden rica ediyorum. Allaha emanet olun...”
        Hollanda’dan A. Ok
 
 
 
Dolar...
 
Bir ülkenin parasının değerini "üretim gücü ve üretme potansiyeli" belirler. Eğer o ülke halkı kendi ürettiği malları kullanmaz ise fabrikalar, atölyeler kâr edemez küçülüp yok olur...
300 yıldır kendi kendimize kötülük ediyoruz. "Asılacaksan İngiliz ipiyle asıl" diye atasözümüz bile vardır.
Arabası, televizyonu, fırını, buzdolabı, kliması, telefonu, ayakkabısı, saati, fayansı, parkesi, lambası, gömleği, parfümü, eşofmanı, tişörtü, şampuanı, diş macunu, kahvesi, çayı, muzu, makarnası, pizzası, pirinci ithal yani yabancı markalı olanların dolar artıyor, geçinemiyoruz demeye hakkı var mıdır? Her ürünün ithalini tercih edenler olduğu sürece dolar düşmez.
Türkiye'de her ürünün yerlisi var artık. Türk sanayisi her malı üretebilecek donanımda... Yerli mallara burun kıvıranlar ülkeyi yabancı şirketlere teslim ediyorlar... Bir ürün alacağımız zaman önce “yerlisi var mı?” diye sormalıyız. 300 yıldır yabancı ürün hastalığımız var. Bunları yazarken siyaset ile bir bağ kurmuyorum. 1980'den beri tamamen ithal mala yöneldik. 84 milyon insanın ayaklarına bakın. Hep yabancı marka göreceksiniz. Sonra da "Döviz artıyor, ülke batıyor" diye konuşuruz. Geçin bunları… Kendi yerli ve millî üretiminize sahip çıkın.
         Ali Özdemir-Eğitimci
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.