Amerika’nın elinden kayıp giden dünya

Juan Jose Campanella’nın 2009 yapımı muhteşem filmi 'Gözlerindeki Sır’da (The Secret in Their Eyes) dedektifler katili ararlarken nerede bulacaklarına dair fikir teatisinde bulunurlar. Akıllarına birden katilin tutkusu olup olmadığı gelir. Katil futbola meraklıdır ve er ya da geç bu tutkusuna yenilecektir. Nitekim Boca Juniors’un maçına gelir ve dedektifler bütün çıkışları tutarlar.

Kameralardan tribünleri incelerler ve katili görürler... Devamını filmde izleyebilirsiniz ama burada tutkusu olan erkek kendini ele verir mesajı çok önemlidir... Aynen Pablo Escobar’ın ailesinden vazgeçemeyip telefonla arayarak yerini belli etmesi gibi...

ABD Başkanı Trump ve yardımcısı Pence’in durumu da böyle. Trump öyle değil ama Pence ve etrafındaki Evanjelikler tutkularına bağlılar. Pastör Brunson için 68 yıldır NATO üyesi olan bölgenin en güçlü ülkesi Türkiye’yi kaybetmek üzereler. Kendi vatandaşları oldu mu kıyameti koparıp Türkiye’ye ambargo uygulamayı düşünen ABD, ülkemize yapmadığı kötülük kalmamış FETÖ konusunda gram adım atmıyor. Türkiye’deki en Erdoğan muhalifi kişi bile FETÖ’nün ne olduğunu biliyor. ABD daha tek bir FETÖ’cüyü bile bize iade etmedi. Ama bize, "Pastör'ü, Büyükelçilik çalışanlarını bırakın" diyor.

Ambargo, demir ve çeliğe ek vergiler gibi konularda Türkiye’ye geri adım attıracağını düşünüyorlar. Danışmanları Türkiye’nin böyle bir ülke olmadığını anlatamamışlar Trump ve ekibine. Tutkularına çelik gibi bağlı bu yönetim, Türkiye’yi kaybettiğinin farkında değil. Kısa vadede biz, uzun vadede ABD bu işten zarar görür.

Rasyonel olan; Amerika’daki aklı başındaki adamların görüşünün galip gelip Türkiye’yle ilişkileri yeniden düzene sokmasıdır. Yoksa daha önce çok yazdığım gibi 1959’da Küba’yı, 1979’da İran’ı kaybettiği gibi Türkiye’yi de kaybedecek Amerika. Ne var ki Türkiye asla bu iki ülkeye benzemez. Suriye bizim yanı başımızda. İran komşumuz. Balkanlar, Rusya sınırımızda. Bütün Orta Doğu ve Kuzey Afrika burnumuzun dibinde.

Türkiye istemedikçe buralarda oyun kurmanız zor. Bunu en iyi Amerikalılar bilir. "İran’la iş yapana bedel ödetirim" dedi Trump. Bizim gibi AB ülkeleri de dinlemedi bunu. Oralı bile olmadı. Çin’e ek vergiler, bariyerler koydu. Çin de karşılık verdi. Ülkelere bu kadar baskı yaparsanız onlar da size karşılık verir. Kimsenin eli elma toplamıyor.

Bazı muhalif görünümlü vizyonsuzlar 2003 Irak işgalini örnek gösteriyor. "Türkiye tezkereyi geçirmedi ama ABD Irak’a başka yerden saldırdı" diye. İyi ama bizim oradan geçiş hakkı verilmeyince daha büyük bedel ödedi ABD. Daha çok masraf etti ve Irak’ta her şeyi eline yüzüne bulaştırdı. Nitekim Paul Wolfowitz ve Irak’taki koalisyonun başındaki Bremmer bu gerçeği daha sonra itiraf ettiler.

Ben hâlâ aklıselimin galip geleceğini umuyorum. Yoksa Amerika düşünsün. Dolarla bizi korkutamazsınız. Ama FETÖ’cülerin, FOX TV’nin, hainlerin ağzına bir parmak bal çalmış olursunuz...