Kazalara davetiye ve denetimsizlik, yollara dökülen çamurlar ve kamyon dehşeti

A -
A +
Aslında size sadece bir fotoğraf gösterecek ve belediyenin önlem almasını isteyecektim. Ama haber geldi beni buldu. Hem de en tehlikeli biçimde. Dolayısıyla size iki olayı anlatacağım. Üstelik fotoğraflarıyla.

OLAY 1: KAMYONLARIN BIRAKTIĞI ÇAMURLAR

Önce ilkinden başlayalım. Malum, üçüncü köprü için bağlantı yolları yapılıyor. Yağmur, kar derken Kilyos, Zekeriyaköy, Uskumruköy ve Gümüşdere istikâmetinde yol için açılan araziler tamamen çamur içinde kaldı. Dolayısıyla da inşaat sahasına giren kamyonlar tekerleklerine bulaşan çamurları yollara bırakıyor. Özellikle sabah saatlerinde çamurlar cıvıklaşıp tehlike saçıyor ve kazalara davetiye çıkarıyor.
Oysa yapılacak şey belli. Her inşaat sahasının çıkışına bir su havuzu koymak ve kamyonların, tekerleklerini temizleyerek çıkmasını sağlamak. Yüksek maliyet olduğunu sanmıyorum. Dahası insan canından daha önemli değil ya.

OLAY 2: KAMYON DEHŞETİ

İşte tam kamyonların yollara bıraktığı çamurları fotoğraflarken bakın ne oldu?
Ben yokuş yukarı giden yolun geliş istikametindeki emniyet şeridindeydim. Amacım karşıdan gelen aracı görüp tedbir alabilmekti. Ama arkamdan gelen kamyon tam yolu fotoğraflarken öylesine yüksek bir hızla yanımdan geçti ki neye uğradığımı şaşırdım. Fotoğraftan da anlayacaksınız, çarpmasına iki parmak filan kaldı, âdeta teğet geçti. Tesadüf, tam o esnada deklanşöre bastığım için fotoğrafa da girmiş oldu.
İkinci fotoğrafta da önündeki bir diğer kamyonu nasıl tehlikeli biçimde solladığını görüyorsunuz zaten.
Caydırıcılığın temel kuralı: Kontrol ve ceza.
Bilmiyorum bu iki sözcük jandarma trafik ekiplerine ne anlatıyor?
 



Bu öneriler yabana atılmaz
KADINA ŞİDDETİ NE ÖNLER?

Şefkat-Der'i artık tanımayan yok. Kadına yönelik şiddete karşı etkin bir mücadele yürüten bir dernek.
Dernek geçtiğimiz günlerde çok önemli bir araştırma yayınladı. Kadınların erkekler tarafından hangi bahanelerle şiddet gördüğü ve ne tür şiddet yöntemlerinin uygulandığını sorgulayan bir araştırma.
Kapsamlı bir çalışma ve 1995-2013 yılları arasındaki şiddet mağduru yaklaşık 20 bin kadın ile yüz yüze, mektup ve telefonla görüşülerek yapılmış.
Gazete ve televizyonlarda bu araştırmanın öneriler kısmı pas geçildi. Oysa asıl çözüm oradaydı. Ne yapılmalı da kadına yönelik erkek şiddeti önlenmeliydi? Doğru, önlemler alınıyor, cezasal yaptırımlar artırılıyor, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tüm gücünü seferber ediyor ama şiddet yine de devam ediyor.
Şefkat-Der'in yine "risk altındaki kadınların silahlandırılması, şiddet uygulayan erkeğe şiddet uygulanması" gibi radikal önerileri var ama önemi yok. Ben hakikaten işe yarayabileceğini düşündüğüm önlemler paketini kısaltarak bir araya getirdim. Bakın neler var?
1-Kadına karşı şiddet yüz kızartıcı suçlar kapsamına alınsın.
2-Yasalardaki tahrik indirimleri kaldırılsın.
3-Şiddet uygulayan erkekler tutuklu yargılansın, cezalar ertelenmesin ve para cezasına çevrilmesin.
4-Şiddet uygulayan erkekler akıl ruh sağlığı yönünden de tedavi edilsin.
5-Şiddet uygulayan erkekler cezasını çektikten sonra da 24 saat elektronik kelepçe ile takip edilsin.
6-Şiddet uygulayan erkeklerin, kadının yaşadığı şehre girişi yasaklansın.
7-Şiddet uygulayan erkekler fişlensin, evleneceği kadınlar ikaz edilsin.
8-Mutlaka evleneceklerse, her ikisi de psikolojik kontrolden ve eğitimden geçirilip yeterlilik belgesi alsın.
9-Şiddet uygulayan erkekler kamuya açık teşhir edilsin.
10-Kadın sığınma evleri artırılsın.
11-Kadına karşı şiddet acil yardım hatları kurulsun.
12-Şiddet gören kadınlarla ilgilenmeyen polisler aynı hattaşikâyet edilebilsin.
13-Risk altındaki kadınlara kendilerini nasıl koruyabilecekleri öğretilsin.
14-Şiddet uygulanan kadına tazminat ödensin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.