Bir özel hastane skandalı

A -
A +
Manuel Çekem çok eski bir dostum. Malatyalı ama şimdi Hollanda'da yaşıyor. Türkiye'de de bir şirketi olduğu için zaman zaman işleri için gelip gider. Aile ziyaretlerinden fırsat bulduğunda mutlaka buluşuruz. Son gelişinde anlattığı bir olayı özellikle Sağlık Bakanımız Ziya Müezzinoğlu'nun dikkatine sunuyorum. Çünkü ülkemiz ve gurur duyduğumuz sağlık sistemimiz adına utanç verici.
İki ay evvel Ruud Jonker adlı bir arkadaşı Manuel'e ailesindeki bir sağlık probleminden söz eder. Romanyalı olan eşinin kardeşi omurilik hastasıdır ve ameliyat edilmesi gerekmektedir. Manuel ona "Türkiye'de sağlık sektörü ve hastaneler çok gelişkin. Fiyat olarak da uygun" der. Ruud Jonker bunun üzerine ondan yardım ister. Manuel de İstanbul'daki çok ünlü, eski bir özel hastaneyle ve bir cerrahla irtibata geçip gerekli bilgileri aktardıktan sonra devreden çıkar.
Ruud Jonker aldığı bilgiler ışığında cerrah ile görüşür, ameliyat için 10 bin dolara anlaşır. Sonra da eşi, omurilik hastası olan kardeşi Konstantin Bacala ile İstanbul Yeşilköy'deki hastaneye gelir. Yanlarında da her ihtimale karşı 17 bin dolar vardır. Tuhaftır, Cerrah onları hiçbir kayıttan geçirmeden yukarıdaki katlardan birine çıkarır. Ardından da hastayı Bakırköy'deki bir başka hastaneye götürür, 2 bin dolar harcatarak tüm tahlillerini, MR çekimlerini yaptırtır ve yine aynı hastanede ameliyata alınır hasta. Cerrah kendi çalıştığı hastaneden korsan olarak hasta kaçırmıştır. Ancak tam ameliyat öncesi 30 bin lira daha ister. Konstantin'in ablası ne yapacağını şaşırır. Sonuçta para olmayınca Hipokrat yemini etmiş bu hekim hastayı ameliyat etmez. Hasta ortada kalmıştır ve geri döner ülkesine.
Manuel "Olan biteni öğrendiğimde başımdan aşağıya kaynar sular döküldü, yerin dibine geçtim" diyor anlatırken. Kendini sorumlu hissetmiş ve hemen Yeşilköy'deki o ünlü özel hastanenin başhekimine ulaşmak için telefon etmiş. İlk önce ulaşamamış, ama bir gün sekreter pat diye bağlayınca başhekime her şeyi tek tek anlatıp belgeleri göndermiş.
Başhekim çok kızmış. O hekimi hastaneden attıklarını söylemişler.
Bu ne kadar doğru bilinmiyor ama aynı hastaneden geçtiğimiz günlerde bir doktor arayıp onlara "Kusura bakmayın olanlar için, biz ameliyatınızı 10 bin dolara yapacağız, başka hiçbir para da istemiyoruz" demiş.
Akıl alır gibi değil. Hastanenin bu ameliyatı parasız yapması gerekirken böyle bir teklifi sanki büyük bir lütufmuş gibi sunması Türkiye'deki sağlık sistemine ve tıp etiğine büyük bir darbe.
Bu yazıyı okuduklarında eminim kendilerini tanıyacaklardır. Bence hemen bu mağduriyeti karşılıksız gidermeliler. Yoksa havaalanından aldıkları turistleri dolandıra dolandıra soyup soğana çeviren bazı çakal taksi şoförlerinden farkları kalmayacak.
Dediğim gibi eğer Sağlık Bakanlığımız isterse bu hastanenin ve ilgili doktorun adı, Bakırköy'deki diğer hastanede yapılan tahlil raporlarının hepsi gönderilecektir.


Hayat engelliler için hiç de kolay değil

Kayseri'den yazan bir okurumuz. Bir devlet kurumunda geçici görevle çalışıyormuş ve yüzde 60 engelli. Sağ kol ve bacak felçli, ayrıca epilepsi hastası. "Her geçici görev bittiğinde milletvekillerimizi arıyorum, ulaşmazsam o gün öleceğim belki de" diye devam ediyor mektubuna.
"Bundan bir sene önce Kayseri Eğitim ve Araştırma hastanesinde görev yaparken rahatsızlandım ve 9 ay boyunca hastanede yattım. Tayin istedim, hastane de muvafakat verdi ama Halk sağlığı müdürlüğü bir yıldır onayı bekletiyor. Engelli mazeret tayini bu Fuat abi, normal bir yer değiştirme değil ki bu. Benimkisi sıradan bir yer değiştirme isteği değil, yer beğenmeme asla değil. Ne olur, benim durumumu Sağlık Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'na iletir misiniz."
Umarım iletmiş olduk. Bakanlıktan bilgi almak isteyenler olursa bu engelli gencin bağlantıları mevcut.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.