Türk çocuklarını asimile etme kurumu:

A -
A +

JUGENDAMT-ALMAN GENÇLİK DAİRESİ
Bu kurumun ipliğini pazara çıkarmak görevimiz.
Yaptıkları kepazeliğin haddi hesabı yok.
Son olarak 5 aylık minnacık Muhammed'i anne ve babasından kopardılar. Rezilce bir tezgâhla. Solunum yolları rahatsızlığı nedeniyle travma geçiren çocuğu için ambülans çağıran ve o sırada nefessiz kaldığı için çocuğunu sarsan annenin çocuğa şiddet uyguladığını iddia ederek hem de. Anne Müberra Oral, çaresizlik içinde ve panikle yaptığı bu müdahaleyi doktorlara da anlatıyor. Doktorlar "çok iyi yapmışsınız, zaten hayatta kalmasının nedeni de bu" diyorlar ve onu kutluyorlar bu nedenle.

Ama ne oluyorsa ondan sonra oluyor, bu durumu alçakça bir yöntemle fırsata çevirip çocuğa el koyuyor.
Geçen cumartesi günü Almanya'nın Velbert şehrinde 5 binden fazla insan bu durumu protesto etmek için yürüdü.
Alman Gençlik Dairesi(Jugendamt) adlı örgüt, bugüne kadar akıl almaz yöntemlerle Türk çocuklarını asimile etmeyi başardı. Bundan 5-6 yıl öncesine dek insanlar "işimden, ekmeğimden olurum, beni Türkiye'ye gönderirler" diye seslerini çıkaramadılar korkularından.
Avrupa'da Gündem programında çocukları ellerinden alınan ve Alman ailelere verilerek dillerinden, dinlerinden ve kültürlerinden koparılan çocuklarla ilgili onlarca anne-babayla röportaj yaptım. İnsanların akıttıkları gözyaşlarına taş olsa dayanmaz ama soğuk ve buz gibi Alman bürokratları, onlara donuk mavi gözleriyle, adını sizin koyacağınız bir zihin okumasıyla bakıyorlar.

Sizden ricam Muhammed'in hileyle ailenin elinden alınması üzerine Face Book'ta yer alan şu yorumları okumanız. Almanya'da insanlar neler yaşıyor ve hissediyorlar görün.
Deniz Akyol: Oğlumu elimden aldılar. Mesela, benim anadilim Türkçe; bana sadece Almanca konuşan bir bilirkişi geldi. Tercümansız ve saatlerce süren bu görüşme sonucu yapılan rapor doğal olarak yamuk çıktı... 180 sayfalık, 9 bin Euro'ya mal olan bu rapordan sadece bir paragraf alınıp büyüteç altında mahkemeye gönderildi... Oğlumu Alman bir bakıcı kadına verdiler. 6 ay içinde anadili Almancaya çevrildi... Hakkımızı arayamıyoruz çünkü Alman memurlar sahipsiz olduğumuzu bildiği için bizlere 3. Sınıf insan muamelesi yapıyorlar. İnanın hayvanların bile hakları daha fazla.

Cemil Yıldırım: Almanya'da yeminli tercümanım, nelere şahit oldum bilemezsiniz. Alman Gençlik Dairesinin yaptıkları saymakla bitmez. Raporlarda psikologlar gülünç şeyler yazıyorlar. Mesela psikolog aileyi ziyaret ederken kapının zilini çalıyor. Kadın kalkıp kapıyı açıyor. Raporda psikolog "Evdeki anne ve babanın arası iyi değil çünkü kapıyı açarken kadın sırtını adama çevirdi" diye yazabiliyor. Yani ne yapsın, geri geri mi gelip kapıyı açsın kadın? Mahkemede kadın hâkimi uyarmak zorunda kaldım yanlış anlaşılmasın diye, ama hâkim "Ben bilirkişi ne derse onu doğru kabul etmek zorundayım" dedi.
Bir başka olay daha. Traji-komik dedikleri türden. Adam kalp krizi geçiriyor. Çocuğu da yanında ve olan biteni görüyor tabii. Jugendamt'ta çalışan kadın adama ciddi ciddi soruyor:
"Neden çocuğun yanında kalp krizi geçirdin? Başka zaman geçiremez miydin? Çocuk bu durumu nasıl kaldırsın?"

Kadına dönüp "Ciddi misin, aklın yerinde mi bunu sorarken" diye sordum. Hakaret ettiğimi söyleyerek benden şikayetçi oldu.
Daha böyle olaylar çok. Almanca bilmeyen Türk kadınlara çocuklarını yuvaya vermeye razı olduğuna dair belgeler imzalatıyorlar örneğin.
Yasar Kabaoğlu: Benim de çocuğuma göz dikmişlerdi. Hatta çocuk bakımı üzerine kitap yazan ve derece alan eşime "Sen çocuk bakamıyorsun" iddiasında bulundular. Neyse biz durumu önceden çaktık da çocukları Türkiye'ye götürdük. Burda doğup büyüyen çocuklarımdan biri profesör oldu. Diğeri Jimnazyumda okuyor. Bu çocukları yetiştiren anneye "çocuk bakamaz" diyen hastalıklı bir zihniyet düşünün. Bunlar mafya. İçlerinde öğretmen, hemşire, doktor, savcı, politikacı vs. Hepsi var. Çünkü 8,5 milyar Euro para dönüyor bu işte. Bunun için de her yıl 35 bin civarında çocuk lazım Jugendamt'a. Alayı para için sizin anlayacağınız. Avrupa'nın adaleti ha, yesinler...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.