KOLONYAL CHARLİE'CİLER VE MAYMUNCUKLAR

Türkiye'nin hançeresini yırtarak anlatmaya çalıştığı olay, sonunda Fransa'nın başına patladı. Almanya sırada, onlara da PEGIDA ile sırıtıyorlar. Tezgâhın ne olduğu bilgisi henüz bu ülkelerin tabanına sirayet etmedi ama Hollande ve Merkel ile birlikte tüm siyasi ekipler meseleyi kavradıklarını verdikleri beyanatlarla çok net ortaya koyuyorlar. Özellikle küçük bir İslami meselede bile rahatsızlık belirten Angela Merkel, tam da Almanya'daki Müslümanları dışlayacak bir fırsat eline geçmişken İslami kuruluşların çağrısıyla Berlin'de Brandenburg kapısı önünde düzenlenen mitingde neredeyse tüm kabineyi topladı. Üstelik Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'ı da çağırıp orada hazır bulunmasını sağladı. Müslümanlarla kol kola fotoğraf verdi.

François Hollande öylesine net söylemler ortaya koydu ki, en son "Radikalizmin asıl mağduru Müslümanlar" demekle kalmadı, başından itibaren Kuaşi kardeşler için "Fransız teröristler" ifadesini kullandı.

"HAKARET EDEN YUMRUĞU YER"

Ya Papa Francis? Ona ne demeli? Fethullah Gülen'in şu malum "Dinlerarası Diyalog" adı altındaki "proje"si gereği görüşmek için kapısında beklediği Papalık makamında bugün ikamet eden Francis yani. Cemaat'e bağlı gazetelerle televizyonlar Hz. Muhammed'e hakaret eden karikatürleri "ifade ve basın özgürlüğü" gibi bir zamanlar unuttuğu kavramlarla desteklerken Papa Francis aynen şu sözleri etti:

"Söz konusu din olduğunda ifade özgürlüğünün de bir sınırı vardır. En iyi arkadaşım Dr. Gasparri üzerinden örnek vereyim. Eğer Dr. Gasparri anneme küfrederse bir yumruk yemeyi bekleyebilir. Bu çok normaldir."

KATLİAM RANTI: 45 BİN SATIŞTAN 3 MİLYONA

Charlie Hebdo'nun kurucusu Henri Roussel'in derginin editörü Charb lakaplı Stefan Charboneirre'i sorumsuzlukla suçlayıp "Provokatif karikatürlerle kendisi dâhil 12 kişinin ölümüne sebep oldu" demesini de bir kenara koyalım. Çünkü hiçbir kışkırtıcı eylem planlı bir katliamı, cinayeti hak etmez.

Ancak, Charlie Hebdo 3 milyon adet basıp bu işi ranta çevirdi. Anladılar derginin nasıl satılacağını. Oysa bu katliam olmadan evvel satış grafiği iyice düşmüş, 45 bine gerilemişti. Pek çok kişinin "Je suis Charlie" dediği sırada tezgâhı büyütmek gerektiğinin onlar da farkında tabii.

ÇILGIN BEDİŞ'İN KARİKATÜRÜ ROSSİGNOL

Ama Türkiye'deki Charlie'ciler nasıl bir özdeşlik kurdularsa artık, kolonyal entelektüeller kavramını fazlasıyla hak ettiler. Hele biri var ki sözlerle anlatılamaz. Hani şu Beşar Esad'ın uyduruk seçimlerini sanki dünyanın en demokratik seçimleriymiş gibi Habertürk televizyonunda röportajlarla yayınlamayı başaran yazar; çizgi roman kahramanı Çılgın Bediş'in karikatürü.

Cemaatin kontrol ettiği gazetelerin baş aktrisi olan bu hanımefendi köşesini Hz. Muhammed'e hakaret eden karikatürlere ayırdıktan sonra bir de başlık atmış, "Je suis Charlie"den mülhem "Je suis Ceyda" diye. Yani "Ben Ceyda'yım" demiş.

Madem Fransızca konuşuyoruz, o vakit devam edelim.

Aslında Elle est Rossignol... Tıpkı Kemal bey gibi. Her kapıyı açan, kurcalayan cinsten, kullanışlı... Bazen bir katilin; Beşar Esad'ın Rossignol'ü, bazen İsrail'in, ama pour toujours Cemaat'in Rossignol'ü...(*)

İLERİDE "MÜSLÜMAN DEĞİLİZ" DERLERSE...

Zaten Cemaat'in yayın organları da Cumhuriyet gazetesiyle ve yeniden Hz. Muhammed'e hakaret eden karikatürler yayınlayan Charlie Hebdo ile dayanışma içinde.

Hazreti Peygamber'i dizi filmlerinde kamyonete bindiren zihniyetten farklı bir şey beklemek mümkün mü? İleride "Müslüman değiliz" derlerse bile şaşırmayacağım artık.

HZ. MUHAMMED'E HAKARET SERBEST, ATATÜRK RESMİ YASAK

Bunların bir de el altından destekledikleri T24 diye bir web siteleri var. Netanyahu sanki 'göktanrısı' onların gözünde. Her demeci hikmet dolu ve manşetten, sayfalarca giriyor. Charlie Hebdo'nun karikatürlerini de Türkçeye çevirip yayınlayacak denli nefret dolular.

Çok "demokrat" var ülkemizde artık. O kadar ki sosyal paylaşım sitelerinde "akitgazetem.com" adlı sahte hesaptan yayınlanan Atatürk ile ilgili fotoğraflar nedeniyle Yeni Akit gazetesine taşlı sopalı saldırı düzenleyip gazeteden iki kişiyi yaralayanları savunacak kadar ifade özgürlüğüne saygılılar.

.....

(*) Elle est Rossignol: O bir Maymuncuk... Pour toujours: Ebediyen