Kılıçdaroğlu’nu uzman bir köpeğin koklaması

A -
A +
Bilirsiniz, uyuşturucu, silah vb. yasa dışı maddelerin aranıp bulunmasında özel eğitilmiş uzman köpekler kullanılır. Böylece kanunsuz ve gayri ahlaki yoldan vatana millete zarar veren ya da teşebbüs edenler yakalanarak adalete teslim edilir.
Keşke vatana ihanet eden, yalan söyleyen, kirli tezgâhlar peşinde koşan, her türlü ahlaksız yöntemi devreye sokarak “politika” yapan siyasetçileri de koklayıp havlayarak tespit eden özel eğitilmiş uzman köpekler olsa. Hani ahali biliyor onların ne mal olduğunu ama uzman köpekler diliyle onların tecrübe ve bilgi bakımından bu konularda ne denli kemal olduklarını tespit etsek, herhalde ortaya çok ilginç sonuçlar çıkardı.
Demokrat Parti başkan aday adayı Hillary Clinton önceki günkü konuşmasında hatırlattı bunu. Üstelik bir de “hav hav” diye köpek taklidi yapıp milleti güldürdü.
"Seçimlerde aday olan politikacıların yalanlarını anlamak için hemen tepki vermeyi sağlayacak bir imkânımız olabilir miydi? Eğer olsaydı, yalan söyleyenler için hemen havlayan bir köpek eğitirdik"
Clinton’ı dinleyince düşündüm. Aklıma hemen bir isim geldi.
Misal, Kemal Kılıçdaroğlu’nu havlayarak tepki verecek eğitilmiş bir uzman köpeğe koklatmak ne iyi olurdu.
Vatan hainliği mi yapıyor?
Hav hav hav!
Cemaatle iş tutup devlete kumpas mı hazırlıyor?
Hav hav hav!
Kendisinden önceki başkanlara porno kaset tezgâhı mı hazırlıyor?
Hav hav hav!
Ülkenin düşmanlarıyla dost mu oluyor?
Hav hav hav!
Yalan üstüne yalan mı söylüyor?
Hav hav hav!
Teröristlerle iş birliği mi yapıyor?
Hav hav hav!
Yüzyılın katilleriyle anlaşma mı yapıyor?
Hav hav hav!
Belki güldünüz ama inanın amacım bu değildi. Durum çok ciddi çünkü.
Ülkesinin dış politikada “sıkışmış” olmasını, taşeronu olduğu ülkeler adına fırsata çevirmeye çalışan bir parti başkanından söz ediyoruz burada. Partinin kasetle yerinden edilen (artık bunu kimin yaptığını biliyoruz) eski Genel Başkanı Deniz Baykal hakkında ağzına geleni söylemiş önceki gün. Ama önce Baykal’ın bir televizyon programındaki konuşmasını hatırlayalım.
“Azez-Halep hattını açık tutmak için Türkiye'nin bombalama hakkı vardır. Şu anlık bu bombalamaların etkili olduğu anlaşılıyor. Güneyden Halep'e sızma planı olduğu anlaşılıyor. Halep Sünni İslam kentidir. Bu kenti Rusya'nın, Esad'ın himayesine teslim etmek üzerine bir politikayı çok ciddi sorgulamak lazım. Niye göçüyor insanlar? Orada Halep'te bir katliam var. Tarihî kimliği değiştirecek süreç yaşanırken 'durun', 'bekleyin' veya 'izleyin' demek doğru olmuyor. O hattın açık olması Halep'ten bir göç dalgasının yönelmemesi açısından çok önemli. Olay PYD olayı değil, Halep olayıdır. Olay Şii kuşatmasıdır.
Herkesin “milli duruş” diye yırtındığı mesele işte bu. Büyük ülkelerde de muhalefet böyle bir tutum alır.
Kemal Kılıçdaroğlu Baykal’ın bu duruşunu nasıl değerlendiriyor:
“AKP tam dış politikada sıkışmışken can simidi olmayı tercih etti”
Ardından da Baykal’a “hizipçi” deyip etrafındakilere “Onun gündemine teslim olmayalım” uyarısında bulunmuş.
Vah benim güzel ve talihsiz ülkem. Böyle muhalefet lideri düşman başına gerçekten.
 
FETÖ’nün kaos planı: Ülkücü –PKK çatışması
 
Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile ilgili bir takım bilgiler geldi. Devlette mutlaka vardır ama ilginç bulduğum için paylaşıyorum:
1- 20 Mart’tan itibaren Cemaat’in (PDY) tüm adamlarının yeri değiştirilecek. Örnek, Erzurum’dakiler İzmir’e, İzmir’dekiler Adana’ya, Adana’dakiler Samsun’a, Samsun’dakiler Erzurum’a gidecek.
2- Mustafa Özcan yurt dışında PKK’nın üst düzey isimleriyle sık sık bir araya geliyor. Varılan mutabakat noktaları:
a) PKK’ya eğitilmiş yeni uzman-eleman katılacak.
b) DHKP-C’lilerin de Türkiye’ye girişi sağlanacak.
c) PKK’ya doğrudan ve PKK aracılığıyla DHKP-C’ye de dolaylı olarak parasal destek sağlanacak.
3- Yurt dışındaki henüz deşifre olmamış Cemaat imamları ve PDY’nin üst kadrodaki isimleri gizlice Türkiye’ye dönmeye başladılar.
4- Ülkücülerin arasında sızmış uyuyan cemaatçi PDY elemanları Nisan-Mayıs aylarında Türk-Kürt çatışması çıkarmak için her türlü bahaneyi kullanacak. Örgütlenmesi devam ediyor. Önceki gün İstiklal Caddesinde kadınlar için yürüyüş yapan ülkücülerden bazılarının biri PKK lehine slogan attı diye çıkardıkları kargaşayı hatırlayın. Bu sadece bir provaydı.
5- Üniversitelerdeki uyuyan elemanlar da harekete geçerek üniversiteleri karıştıracak.
Ve önemli bir not:
Salı günkü Meclis oturumunda konuşan HDP sözcüsünün “Bir an önce barış için çözüm masasına oturulsun” çağrısı yaparken “Bahar aylarında neler olacağını kimse bilemez” türünden sözler sarf etmesi de PKK-PDY arasındaki anlaşmanın ipuçlarını vermekte.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.