CHP referandum ve ikinci sandıktan korktu…

A -
A +
Verdiği sözlerin ve ettiği yeminlerin hiçbir değeri kalmasa da Kemal Kılıçdaroğlu bile dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa değişikliği oylamasının ilk turunda RET oyu kullanmışken…
CHP’lilerin “makul bir kısmı” ikinci turda nedenKABUL oyuverdi ve oyların 367’nin üzerinde çıkmasını sağladı?
CHP’nin amacı belliydi. Kabul oyları 367’nin üzerinde çıkarsa Anayasa değişiklikleri için referanduma gidilmezdi.
Kısaca CHP referandumdan korktu.
CHP sözcüsü oylama sonunda yaptığı konuşmada zaten itiraf etti ve “Çıkan sonuçla referanduma gidilmesine gerek kalmadı. Eğer Cumhurbaşkanı farklı bir tasarrufta bulunmazsa” dedi.
İşte kilit söz buydu:
“Eğer Cumhurbaşkanı farklı bir tasarrufta bulunmazsa...”
 
CHP NEDEN KORKTU?
 
Kilit sözün ne olduğuna girmeden CHP’nin referandum korkusunun sebeplerini sıralayalım önce:
1-Kabul oyları 367 sınırını aşmazsa gidilecek Referanduma ikinci bir sandık konularak “Partili Cumhurbaşkanlığı” oylanabilirdi.
2-Referandumda AK Parti ile MHP iş birliği yaparak yüzde 75-80’lere varan bir sonuç alabilirler. Zaten birbirine yakın olan AK Parti ve MHP tabanları iyice kaynaşarak Türkiye siyasetini daha güçlü bir biçimde domine edebilirlerdi.
 
367’NİN ÜZERİ DE REFERANDUM OLABİLİR
 
Ancak korkunun ecele faydası yok zira unuttukları bir şey var.
Kabul oyları 376’yı bulmuş olsa da referanduma gidilebilir.
Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yeni Anayasa için verdiği beyanatlarda sık sık “Kabul oyu 367’nin üzerinde çıksa bile Yeni Anayasa’yı referanduma götüreceğiz” diyordu.
Yani Erdoğan dokunulmazlıkla ilgili Anayasa değişikliği için de aynı düşünceyle CHP’nin korktuğu biçimde “Farklı tasarrufta” bulunabilir.
 
PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI TEKLİFİ GELEBİLİR
 
Dünkü Meclis oylamasından elde edilen sonuç, referanduma götürülmese bile Partili Cumhurbaşkanlığı ile ilgili İkinci Sandık gündeme gelebilir.
Süreç şöyle işler:
AK Parti, MHP ile anlaşarak ya da anlaşmadan “Partili Cumhurbaşkanlığı” ile ilgili olarak da Meclis’e Anayasa değişikliği teklifi verir.
1-Diyelim ki anlaşamadı. Ezkaza teklif 330’un üzerinde oy ile kabul edilirse zaten sorun yok, doğrudan referanduma gidilir.
2-Ancak kabul oyu 330’un altında kaldığı takdirde Mevcut Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nın onayıyla yine de referanduma gidilebilir.
 
İKİNCİ SANDIK; PARTİLİ CUMHURBAŞKANLIĞI
 
Peki, mevcut Anayasa buna cevaz veriyor mu?
Hemen söyleyelim:
Mevcut Anayasa’ya göre Cumhurbaşkanı’nın “Yeni Anayasa”yı 330’un altında kabul oyu çıksa da doğrudan halk oylamasına götürmesi epey tartışmalı ve zor.
Lâkin “ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ” konusunda durum farklı. Mevcut Anayasayla, kabul oyu 330’un altında kalsa bile “Anayasa değişikliği” tekliflerini Cumhurbaşkanı re'sen, yani doğrudan referanduma götürme yetkisine sahip.
Bu durumda CHP’nin korktuğu İKİNCİ SANDIK başına gelebilir.
 
 
 
Fatih, al şu babanı al!
 
Meral Akşener polis barikatının önünde, telleri tutmuş bekliyor.
Çevresi epey kalabalık. Paralel yapı tüm gücünü seferber etmiş adamlarıyla Akşener’in yanında boy gösteriyor. Televizyonlar artık sadece onun şovunu yayınlıyor. Çünkü diğer muhalif adaylar “Biz de şimdi gideceğiz” diyerek postalanmış ve meydan Akşener’e kalmıştır.
Tam o sırada Sayın Akşener’in yanına “beklenmeyen misafirler” geliyor; sayın eşleri Tuncer Akşener ile oğlu Fatih Akşener. Tuncer bey eski solcu malum, bu tür gösterilere pek alışkın ama ununu elemiş duvara asmış biri. Meral hanıma “Yeter artık, eve gidelim” diyor. Ama dediğine de pişman oluyor. Çünkü Meral hanımın eşi Tuncer beye yönelik sert sözleri, MHP eski İzmir İl Başkanı Musavat Dervişoğlu’nun engellemelerine rağmen o sırada çekim yapan kameralara yansıyor:
-Ya beklicem, sana ne oluyo?
-Çekil, çekil!
-Karışma bana!
-Fatih, al şu babanı al…
Kocasını bir sürü insanın gözü önünde böyle azarlayan, sanki temyiz kudretine sahip değilmiş gibi oğluna “Al şu babanı, al götür” diyen bir kadın siyasetçiyi MHP’nin tabanı benimser mi sizce?
Benim bildiğim MHP’nin erkek tabanı geleneksel yapıya sıkı sıkıya bağlı, kocasını azarlayan kadına ve azarlanan kocaya da saygı duymayan bir tabandır. Aslına bakılırsa MHP’nin kadın kitlesi de benzer duygular içindedir. Çünkü onlar da erkeği evin direği olarak görür ve eşleriyle özel hayatlarındaki gibi konuşmazlar. Hatta özel hayatlarında bile saygılı davranırlar.
Meral Akşener, kendisine cemaatçiler dışında biraz olsun MHP tabanından sempati duyanlar varsa, onları da kaybetti bu davranışıyla.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.