Almanya göç şaşkını ve panikte

A -
A +

Almanya’nın Düsseldorf  şehrindeyim. Hannover Hildesheim Üniversitesi’nde “Göçmen çocukların bakımı, koruma altına alınması ve sosyal sonuçları” ile ilgili düzenlenen bir sempozyuma katılmak üzere geldim. İki ay öncesinden planlanmış bir programdı. Sempozyumda Almanya’da Jugendamt(Gençlik Dairesi)’ın Türk ve göçmen çocuklarını asimile etme amaçlı aileleri parçalama planına karşı çıkan ve kısıtlı imkanlarıyla, gönüllüleriyle mücadele eden Umut Yıldızı Derneği yöneticilerinden Gülsüm Yalçınöz ile Avukat Mustafa Basun da bir sunum yaptılar. Alman devleti, kurumlar ve üniversiteler sonuçta mücadele eden bu derneğe saygı duyuyor ve muhatap almak zorunda kalıyor. Dediğim gibi dernek gönüllüleriyle ayakta duruyor. İki gündür Hannover’e gidiş-dönüş dahil “şoförlüğümüzü” yapan ve bir kamu kredi kuruluşunda bölge müdürü olan genç hanımefendi; Selver Şengül onlardan biri.
Düsseldorf’un yakınındaki Recklinghausen kasabasında ilk gün STK temsilcileriyle, işadamlarıyla ve Jugendamt mağduru ailelerle bir toplantı yaptık. Yaklaşık 50 kişi bir araya gelmişti. Jugendamt’ın barbarlığınadair pek çok örnek olayla yine içimiz şişti.
Dün de söylediğim gibi Hildesheim Üniversitesi’ndeki toplantıya katıldık röportajlar yaptık.  Kürsüye gelen akademisyenlerin ve dernek yöneticilerinin, Aşağı Saksonya Eyaleti Aile Bakanı Cornelia Rundt’un konuşmalarından ortaya çıkan sonuç şuydu:
Almanlar mültecilerin Almanya’ya getireceği olası yükler ve problemlerden dolayı şaşkın. Konuşmacılar belediyelerin mülteci çocuklar için yaptığı harcamalar nedeniyle borç içinde olduklarını söyleyince ister istemez güldüm. Çünkü sözkonusu mülteci çocuk ve genç sayısı 80 bini bulmuyordu bile. Sırf Gaziantep’te okullaştırılan Suriyeli öğrenci sayısının 175 bini bulduğu dikkate alınırsa tepkim anlaşılabilir sanırım.
Hele Heinz Müller adlı Sosyal Pedagoji Derneği yöneticisinin söylediği “Bugün Almanya’daki çocuk ve genç nüfusun yüzde 30’u göçmen kökenli, bunun üzerine çok düşünmeliyiz” demesi ibretlikti.
Umut Yıldızı Derneği yöneticilerinin sunum yaptığı work shop’a katılan Jugendamt görevlileri ise beni daha da çok hayrete düşürdü. Bu kuruma yönelik eleştirileri şiddetli bir tepkiyle karşıladılar. Aralarından biri toplantıyı terketti. Kalanlar ise “Siz buraya Jugendamt’ı eleştirmek için mi geldiniz?” gibi tuhaf sorular yöneltmeleri eleştiriye ne denli kapalı olduklarını, aileleri parçalamaya yönelik faşizan uygulamalarıyla yüzleşmeye hiç ama hiç niyetlerinin olmadığını bir kez daha kanıtladı. Ancak Jugendamt tarafından ailelerinden koparılan göçmen çocukların etnik, dini ve kültürel aidiyetlerinin korunması konusundaki Birleşmiş Milletler sözleşmelerini, Alman Anayasası ile Alman Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerini de yine sunum yapan Umut Yıldızı Derneği yöneticilerinden öğrenmeleri biraz acı oldu onlar için.
BAZILARI ÇOK KULLANIŞLIDIR, CEM ÖZDEMİR DE ÖYLE
Bunun dışında Almanya’daki Türk sivil toplumu çok hareketli. Almanya federal parlamentosuna getirilen ve bugün oylanacak olan Ermeni Soykırımı yasa tasarısı büyük tepki çekiyor. HDP’liler ve bir kesim CHP’li dernekler dışında Türkiye kökenli toplumu temsil eden tüm sivil toplum kuruluşları ayakta. Ak Parti eğilimli Avrupalı Türk Demokratlar Derneği(UETD) başta olmak üzere Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonuna dek onlarca STK bugün Berlin’de büyük bir gösteri yapmayı planladı. Geçen Cumartesi düzenlenen mitinge sadece 5 bin civarında katılımcı gelmiş ve bir hayli hayal kırıklığına sebep olmuştu. Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Köln Şube Başkanı Ahmet Narince bu durumu Perşembe günü(bugün) değiştireceklerini söylemişti. Bakalım sonuç bugün ne olacak?
Konuştuğum hemen herkes meselenin aslını biliyor. Türkiye’yi geri kabul anlaşmasından caymaması için baskı altında tutmak. Bu arada tasarıyı meclise getiren Yeşillerin eş başkanıCem Özdemir’in epey hatırı soruluyor. Artık Türkiye kökenli toplum Özdemir’in Alman istihbarat teşkilatı BND’ye Alman derin devletine hizmet eden biri olduğunda hemfikir. Türkiye Almanya platformunun yayınladığı karikatürlerde de Özdemir, Türkiye-Almanya arasındaki ilişkileri masa altından dinamitleyen biri olarak yansıtılıyor.
Sevgili dostum, meslektaşım Star gazetesi yazarı Ardan Zentürk twitter’dan sormuş bana “Yahu bu Cem Özdemir Çerkes değil mi? Niye Çerkes soykırımı hakkında tek bir laf etmez de Ermeni soykırımı deyip durur” diye.
Ardan’a da söyledim. Cem Özdemir Alman derin devleti ne derse onu yapar. Rusya ile ilişkilerde eğer gerekli görülürse birden Çerkes olduğu ona hatırlatılır ve peş peşe açıklamaları gelir.
Yapacak bir şey yok. Bazıları çok kullanışlıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.