Hususi’ler hâlâ ortada, bilgileri TEM’de

A -
A +
Defalarca yazdık. Tıpkı cemaat imamları gibi Hususi dediğimiz Cemaat’in derin adamlarını. Çalışan on binlerce personele görevden el çektirebilirsiniz, gözaltına alabilirsiniz ama beyin takımı dışarıda.
Hususi denilen bu adamların kim olduğunu yazdım. Nasıl TSK’daki subaylar arasındaki halkaları birleştirdiğini ve darbeyi hangi yöntemlerle organize ettiklerini.
https://turkiyegazetesi.com/yazarlar/fuat-ugur/590844.aspx
Dahası tüm bu bilgileri bana veren Ümit Akdemir’in, Ankara TEM’de bu adamların kim olduklarını, nasıl çalıştıklarını, nerelerde yuvalandıklarını 10 sayfalık tutanakla anlatmış olması.
Ancak hâlâ bu adamlar ortalıkta ve çalışmalarını sürdürüyorlar. Onların arasından yakalanan yok. Ne duruluyor?
Medyaya da bir çağrım var.
Aylardır bana bu bilgileri aktaran eski Cemaat üst düzey yetkilisi Ümit Akdemir’den söz ediyorum ve dedikleri tek tek çıkıyor. Devlet Denetleme Kurulu’na, TEM’e rapor veren bu isimden faydalanmak, ona paralel yapının bağlantılarını anlattırmak için bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi?
 
 
İlk kurşun; Ömer ve iki Hasan
 
15 Temmuz gecesi başlayan FETÖ’cü darbe girişimini önleyen kahraman milyonlarca vatandaşımızın, binlerce askerimizin arasında öyleleri vardı ki kanlarıyla âdeta tarih yazdılar.
İşte o trajik hikâyelerden biri tam da 15 Temmuz gecesi yaşandı.
Tuğgeneral rütbesine kadar yükselmiş Semih Terzi adlı alçak, o gece Ankara’daki Özel Kuvvetler Komutanlığı’na yanındaki 20-30 kişilik bir grupla gelip el koymak istemişti. Komutan Zekai Paşa’nın odasına giren Semih Terzi, karşısında Komutan’ın Emir Astsubayı Ömer Halisdemir’e “Bundan sonra ben komutanım, buraya el koyduk. Bize devredeceksin” diyor. Ömer Halisdemir öyle bir vatan evladı ki, yüreği öyle bir vatan sevgisiyle dolu ki bir an bile tereddüt etmiyor, yerinden kalkıyor, silahını çektiği gibi o şerefsiz alçağı alnının çatından vuruyor. Yanındaki grup ise hemen silahlarına davranıp Ömer Halisdemir’i şehit ediyorlar.
Astsubay Ömer Halisdemir, böylece darbeci çakallara müthiş bir darbe indiriyor.
Ömer Halisdemir memleketi Niğde’de on binlerce insanın katılımıyla toprağa verildi. Şimdi o şehidimizin adı Niğde’nin en büyük meydanına verilecek.
Pek çok emir subayı komutanlarının kafasına silah dayayıp komutanlarını, hatta bizzat Genelkurmay Başkanı’nı darbecilere teslim ederken o Komutanı ve ülkesi için ilk kurşunu sıkan oldu. Tıpkı İzmir’den vatanı işgal için topraklarımıza çıkan Yunan ordusuna ilk kurşunu sıkan Hasan Tahsin gibi. Tıpkı Sultan Abdülaziz’i haince yöntemlerle deviren ve 15 Haziran 1876 gecesi Hüseyin Avni Paşa’nın konağında toplanan darbecileri teker teker vuran Çerkes Hasan gibi.
İki Hasan tarihe geçti.
Ömer Halisdemir ise şimdiden tarih yazdı.
 
 
Paralelci tanımı: Orta beceriklilikte düzen adamı
 
Çok analiz yapılabilir ama bunların arasında bana en mantıklı ve kabul edilebilir izahat İTO Üniversitesinden Doç. Dr. Hasan Basri Yalçın’dan geldi.
Yalçın paralel yapılanmadaki cemaat mensuplarını çok iyi tarif etti. Onun anlattıklarından yola çıkarak benim yorumum aşağıdaki gibi:
Bunlar cemaat yapılanması içinde sürekli ideolojik ve çarpık fikirler enjekte edilerek yetiştirilen, böyle olduğu için de akıllarını kiraya veren insanlar. Birey olamamış, kimliksiz, talimatla hareket eden ve her adımlarında emir bekleyen kişiler. Dolayısıyla normal ve olağan düzenlerin orta beceriklilikteki adamları. Çok iyi organizasyon yapabilirler ama işleyen düzen içinde. Misal, piknik düzenleyebilirler. Darbeyi ise kâğıt üzerinde planlayabilirler. Ancak kriz yönetebilme kapasiteleri yok. Bu darbe girişiminde beklentileri planın tıkır tıkır işlemesiydi. Ancak hesapta olmayan pek çok faktör ve komplikasyon devreye girdi. Nedir onlar? Vatandaşın beklenmedik kitlesel tepkisi, asker içindeki kitlesel ve bireysel tepkiler, Cumhurbaşkanı’nın sokağa çıkın çağrısı, medyayı ele geçirememeleri, Meclis’in darbe gecesi tüm vekillerle toplanması vb. İşte tüm bu gelişmelerin ortaya çıkardığı krizi yönetemediler, çuvalladılar. Talimat istedikleri abiler ise neye uğradığını şaşırdı. Üç kuruşluk akıllarıyla ne yapacaklarını bilemediler. Bu yüzden de çok kan döktürdüler. Vurun, bombalayın diyerek halkı korkutmak istediler. Talimatla çalışan adamların içlerinde nasıl canavarlar beslediklerini de bu vesileyle öğrenmiş olduk.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.