Cemaate müntesip gönüldaşlarla müzakere istiyor musunuz hâlâ?

A -
A +
Paralelle mücadele son sürat devam ediyordu?
Son bir yıldır geceleri huzur içinde uyuyorduk. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu doğrusunu söylemek gerekirse epey içimizi rahatlatmıştı.
15 Temmuz gecesi darbe girişimiyle uyandığımızda bazı duyu organlarımızın farenin kemirmeden önce üfleyerek uyuşturması gibi kemirilmiş olduğunu idrak ettik.
Aslında her şey iyi gidiyor gibi geliyordu bize. Ali Bulaç’lara bile sayfalar açılıyordu. Başka Türkiye yoktu ve büyük koalisyon için el sıkışmalıydık. Onları eleştiren bazı densizler oldu tabii.
Sümüklü böcekti onlar, ihraç fazlası artıklardı.
Nitekim daha 15 Temmuz’dan bir hafta önce “Haklı çıktık” diye yazı yazdırıverdiler ve aynen şöyle söylettiler:
“Terörle mücadele, halkla müzakere, devleti ele geçirmeye çalışan yapılarla mücadele, o yapılara müntesib olan gönüldaşlarla müzakere...” 
Cemaatin, yani paralel çetenin müntesipleriyle müzakere.
Neyin müzakeresi yapılacaktı o meçhul. Bir gün karşılaşırsam soracağım bu merak ettiğim konuyu onlara.
Müntesip gönüldaşların 15 Temmuz gecesi verdiği cevap ve müzakere biçimi ne hoştu değil mi? Bakın bilançosu aşağıda:
246 şehit ve binlerce yaralı, bombalanmış bir Meclis, Külliye, MİT, özel harekât merkezi, travma geçiren Türkiye...
Oysa Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iki ay önce, Cemaat adı altındaki paralel örgüt yapılanması içindekilere seslenerek “Artık bundan sonra hâlâ o yapıların içindeyseniz siz de olan bitenden sorumlusunuz” demişti.
Ama olsun. Mühim olan müntesip gönüldaşlardı ve onlarla yapılacak müzakereydi.
Ne de çokmuşlar, öğrenme imkânı bulduk. Şimdi bol bol müzakere edilebilecek.
Daha şimdiden “Cemaatin masumları” demeye başlandığına göre müzakere başladı demektir.
Bu yüzden de onlara “İçinizde bir pişmanlık duygusu var mı acaba?” diye sormayacağım.
 
 
Henri Barkey ile darbe konuşmamışlar
 
Tuhaf şeyler oluyor hakikaten.
Geçen hafta yazmıştım hatırlayacaksınız.
Darbe günü saat 10.24’te Atatürk Havalimanı’ndan giriş yapıp, 18 Temmuz’u 19 Temmuz’a bağlayan gecenin sabahında; 04.05’te sıvışan CIA’in FETÖ’den sorumlu elemanı Henri Barkey meğer Büyükada’da bir toplantı yapmış ve bu toplantıya Davutoğlu yanlısı Karar gazetesinin yazarlarından Prof. Dr. Mensur Akgün de katılmış.
Başka kimler var? Oda tv açıklamış. Uluslararası Kriz Grubu’nun İran uzmanı olan Ali Vaiz, Mısırlı araştırmacı Ahmed Mursi, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Orsam Ortadoğu Uzmanı Bayram Sinkaya gibi isimler.
Toplantıda neler konuşuldu net değil. Mensur Akgün “Darbe konuşulmadı” demiş. Ben rahatladım şahsım adına. Sizi bilemem. Akgün, Karar gazetesindeki köşesinde kimi şüpheci insanların “tehdit” diye nitelendirdiği şu satırları yazmış: “Darbenin ardında başka devletler de olabilir ama iktidar elinde somut delil olmadan kimseyi suçlamamalıdır. Unutmayalım ki ABD’nin elindeki tek imkân Türkiye’de darbe yapmak ya da yapılmasına destek vermek değildir.”
Anladınız mı?
 
 
Kim önce tepki verdi? TÜSİAD mı, MÜSİAD mı?
 
İş dünyası darbeye karşı neredeyse yekvücut oldu.
Verilen ilanlardan, yapılan toplantılardan ve açıklamalardan bunu görüyoruz.
Bu arada çevremde darbe karşısındaki duyarlılık açısından bir MÜSİAD-TÜSİAD karşılaştırması yapıldığını da işitiyorum.
Sonra şeytan dürttü ve merak ettim.
Örneğin hükümet karşıtı çıkışlarıyla bildiğimiz TÜSİAD nasıl tavır almıştı darbe gecesi? Baktım, gece yarısından hemen sonra TÜSİAD resmî sitesinden saat 01.29’da bir tweet atmış. Oldukça da net:
“Demokrasiye hiçbir müdahale kabul edilemez. Tüm kesimler ve kurumlar olarak demokrasimize ve demokratik kurumlarımıza sahip çıkmalıyız.”
MÜSİAD’ınki ise saat 03.49’da:
“Gün, milletin kendi yönetimine sahip çıkma günüdür. Hamdolsun millet emanetine sahip. Allah yar ve yardımcımız olsun.”
Arada neredeyse 2.5 saate yakın fark var.
Esasında her iki kurumun da darbe karşısındaki duyarlılığından şüphemiz yok. Özellikle de MÜSİAD’ın. Ancak bazı anlar vardır ki orada bakıp seyredecek zaman yoktur. Tepki göstermeniz, hem de acilen tavır koymanız gerekir. Yoksa çok geç kalınmış olur.
Nitekim 4 ülkede birden darbe karşıtı gazete ilanı veren kuruluş da yine TÜSİAD oldu.
 
Bu da böyle bir not işte...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.