FETÖ ile mücadelede yeni yöntemler

Müthiş bir mücadele var. Devlet dört koldan çalışıyor ve bir bağırsak temizliği için işe girişti. Ancak sistematik bilgi akışı ve kurumlar arası komünikasyondaki sorunlar nedeniyle mücadele zaman zaman aksıyor.

Bu köşeye sık sık kaynaklık eden Ümit Akdemir mücadeledeki yöntemlerin ne olması gerektiği konusunda madde madde öneriler listesi hazırlamış. Üzerinde oturup çalıştık. Düzenleyip eklemeler yaptık. Hepsi aşağıda:

Minareyi çalan kılıfını hazırlamış. Bu sebeple belgeler hızla imha edildi. Kalanlar kuşkusuz işe yarıyor ama en önemli yöntem tanıklık. Çete bunu bildiği için tanık olabilecekleri yakın markaja almış durumda. Devletin bu duruma el atıp olası tanıkları çevrelemesi, sahiplenmesi gerek.

FETÖ kurumlarının tamamen kapatılması nedeniyle yeni irtibat noktaları ışık evleri olacaktır. Bu evlerle mücadele örneği Nahcivan. Nahcivan’da Ali Meclis Başkanı Vasıf Talibov, ışık evleri kapattıktan sonra ev sahiplerini ve yeni açılacak evlerin komşularını sorumlu tuttu. İş böylece tamamen bitti. Yani bundan sonra ışık evi olarak kiralanacak evlerden ev sahipleri de sorumlu tutulmalıdır.

Çetenin çökertilmesi için gelen bilgileri hızla analiz edip sonuçlarını rapor halinde sunacak bir analiz merkezi oluşturulmalı. Bu merkezin içinde Paralel Yapı içinden gelmiş olanlar dâhil olmak üzere bir mücadele ekibi yer almalı.

Nasıl paralel hâkim ve savcıların mal varlıklarına el konduysa bu çeteye destek sağlayan mütevelli heyetleri ile iş adamlarının mal varlıklarına tedbir ya da el konulması.

 

Paralel yapının üst düzey ünite abileri, hususiler, il ve ilçe imamları, kemik ana mütevellileri, mali müşavir durumunda olanların bulunmalı ve adalet önüne çıkarılmalı.

 

Atılan polis, asker ve memurların ciddi takibi yapılmalı. Aksi halde bu güruh Batı için bulunmaz fırsat. Batı istihbarat örgütleri vasıtasıyla silahlı mücadeleye bile yönlendirebilir. PKK’lıların ışık evlerinde saklandığı ve iş birlikleri unutulmasın.

 

Bu güne nasıl gelindi? Özellikle darbe girişimi öncesi mücadeleye mercek tutulmalı ve buradaki kişilerin tutumlarına dikkat edilmeli. Çünkü zamanla yine el altından bu örgütle irtibat sağlayabilir ve acıma duygusunu geliştirebilirler.

Paralel Çetenin kitlesel tabanında oluşan boşluğu hızlı doldurmalı ve bu yapıyı iyi bilen kişilerden alınan bilgilerle dinde yaptıkları tahribat iyi anlatılmalı. Bu anlamda “Süper İmam Hatip projeleri” hızlı bir şekilde hayata geçirilmeli.

 

Bilgi kirliliği önlenmeli. Doğru ve değerli bilgileri heba etmeden değerlendirmeyi bilmeli. Binlerce vatandaş tanıklıklarını ve kendi başlarına gelenleri artık anlatabiliyor. Bunu iyi değerlendirmek gerek.

 

Elçiliklerimiz ve yurt dışında açılacak özel bürolarla bu yapının lobi faaliyetlerine karşı atak geliştirilmeli. Bu çete yurt dışında derin devlet aklının ve medyasının etkisinde kalabilen kitlelere yönelik propaganda faaliyeti yürütmeli.

 

Örgütün TSK içinde elemanlarının olduğu bir sır değil. Ordu içinde kalan örgüt elemanlarını tespit ettikten sonra onlara açık kapı bırakılarak dışarıdaki ağabeylerini ihbar etmeleri sağlanmalı.

 

24 Mart’taki “Cemaatçi askerlere son uyarı: tavuk tarda sayılır” başlıklı yazımda bu elemanlara “Gelin Devlet ile iş birliği yapın” demiştim. Bu darbe girişimi bizi haklı çıkardı. Bu işi artık devlet yapmalı ve kripto FETÖ’cü askerlere devletle iş birliği yapmaları için bir çağrıda bulunulmalı. Devletle iş birliği yapmaları durumunda daha pasif görevde de olsa devlette kalma imkânı sunulmalı.

 

Örgüt elamanları hangi saikle bu duruma getirildi? Basın, ilahiyat, Diyanet, hapishane muallimleri yoluyla bu sebeplerin anti tezi onlara anlatılmalı. Bu örgüt elamanlarının kafaları değişmezse terörist başı bunları kullanmaya devam edecektir.

 

Bu çeteyle mücadele edip kendilerini ortaya koyanlara çeteden tehditler geldiği, bunları ölüm listelerine aldığı malum. Bu yüzden devlet bu insanlara sahip çıkmalı.

 

Yani gardiyanlar ile mahkemelerdeki kâtiplerin büyük bir bölümü bunların elemanları. Bu yapı buralardan temizlenmeli.