Türkiye’nin yurt dışındaki algısı nasıl değişir?

A -
A +
Bu soruyu geçtiğimiz günlerde önemli bir isim sordu bana.
Davos’a gittiğinde Türkiye hakkında söylenenler karşısında dehşete düştüğünü, görev yapan muhabirlere bazı Avrupalı ve Amerikalıların “Nasıl gelebildiniz Türkiye’den, geri dönebilecek misiniz? Yardıma ihtiyacınız var mı?” diye sorduklarını anlattı. Muhabirler şaşkınlıkla bir sıkıntı olmadığını anlatmaya çalışmışlarsa da öylesine şartlanmışlar ve güdülenmişler ki beyinleri emanete bırakılmış canlılar gibi inanmayan gözlerle bakmışlar. Akıllarından muhtemelen “Korkuyorlar, bu nedenle rahat olduklarını söylüyorlar” gibi klişelerin peş peşe geçtiği yüz ifadelerinden anlaşılıyormuş.
Evet, yıllardır Türkiye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında yürütülen sistematik propaganda makinesi öyle çalıştı ki, tüm dünya medyası birbirinden alıntılayarak ve tek bir elden çıkan metinlerle, fotoğraflarla çarpıtılmış bir algı oluşturmayı başardılar.
Batı, kara propagandayı her vakit çok iyi bilir.
Ama ben yine de yukarıdaki “Türkiye’nin yurt dışındaki algısı değişir mi?” sorusuna “Evet, değişebilir” cevabını verdim.
Hem de bir gecede.
Şaka değil, bir gecede Türkiye en demokratik ülke olur, Erdoğan dünyanın en hoşgörülü insanı. Türkiye ekonomisi müthiş olur. Kredi derecelendirme kuruluşlarından pozitif notlar gecikmez vb...
Ama bir şartla.
Erdoğan ve Türkiye devleti onlara biat ettiğinde ve şu sözleri söylediğinde:
“Her dediğinizi yapmaya hazırız. Başkanlık yok. İsterseniz cumhurbaşkanlığından da ayrılayım. FETÖ’cülere ve PKK’lılara yanlış yapmışız, yarından itibaren hepsi serbest. PKK ve PYD özgürlük mücadelesi veriyor, acaba Türkiye’nin hangi bölgelerinde özerklik verelim siz karar verin. Suriye’de PYD devleti şart, canım İsrail’in başkenti Kudüs olsun vb...”
Garanti veriyorum. Her şey bambaşka olur bir gecede.
Yoksa dün CNN’de yayınlandığı üzere durup dururken Türkiye’de 81 gazetecinin, Etiyopya’da 16 gazetecinin tutuklu olduğu anlatılır. Dahası yayına FETÖ’cülerin en pespaye ajanlarından Mahir Zeynelov bağlanıp Bülent Keneş’in resmini paylaşarak “kendisi tutuklu” der. Yalanlar sıralanır. Nasıl olsa kimse ona “Bu 81 gazeteci kim ve neden tutuklu?” diye sormaz, dahası “Bülent Keneş zaten firari değil miydi, ne zaman tutuklandı?” diye de sual etmez.
Trump’ın deyimiyle fake news devam edip gider.
Olay budur.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.