ORSAM’dan Büyükada’ya uzanan sergüzeşt

A -
A +
Bu yazının konusu daha önceki bir yazıyla alakalı.
Davutoğlu’nun Rolls Royce’u ve Stratejik Derinlik başlıklı yazı.
( https://turkiyegazetesi.com/yazarlar/fuat-ugur/592992.aspx)
Okuyanlar için hatırlatma.
Kaçırmış olanlara da bu yazıyı okuduktan sonra şimdi yayınladığımız açıklamalara ve cevaplarına bakmalarını öneriyorum.
Söz konusu yazıda ORSAM adlı düşünce kuruluşunun, kurucusu ve patent hakkı sahibi Hasan Kanbolat’ın elinden nasıl alındığını ve nasıl 15-16 Temmuz günleri CIA ajanı Henri Barkey ile toplantı yapan Şaban Kardaş’a devredildiğini, bu devir işleminde Ahmet Davutoğlu’nun Dışişleri Bakanı olarak rolünü yazmıştık.
Esasında bu el koyma meselesiyle ilgili Hasan Kanbolat’ın 19 Şubat 2014’te yayınlanan açıklamasına o zaman bir tepki göstermeyen Şaban Kardaş, aradan üç yıl geçtikten sonra ben yazınca bir açıklama gönderdi.
İşte bu yazı o açıklama, açıklamaya Hasan Kanbolat’ın cevabı ve benim notlarımla ilgili.
 
ŞABAN KARDAŞ’IN AVUKATININ AÇIKLAMASINDAN NOTLAR
 
1- Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM), Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı bünyesinde faaliyet gösteren bir düşünce kuruluşudur. Müvekkilden önce ORSAM Başkanlığı görevini kendisiyle imzalanan 5 yıllık sözleşme gereği Hasan KANBOLAT ifa etmiştir.  KANBOLAT’ın sözleşmesi feshedilmiş ve 31.12.2013 tarihinde de kıdem tazminatı dâhil tüm hakları ödenerek ORSAM ile ilişiği kesilmiştir.
2- Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı, Hasan KANBOLAT’ın işine son verdikten sonra ORSAM ile hiçbir hukuki bağı ve ilişkisi olmayan, fakat adı “Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi Derneği” olan bir derneğin kurulduğunu tespit etmiştir. Yapılan araştırmada bu derneğin kurucuları arasında KANBOLAT’ın da bulunduğu görülmüş, böylece eski başkanın paralel bir dernek üzerinden faaliyet yürüterek ORSAM markasından menfaat devşirmeye çalıştığı anlaşılmıştır.
3- Nitekim kendisiyle o dönemde yapılan görüşmelerde, sonradan kurulan bu derneğin kapatılması veya devri karşılığında dile getirdiği mali içerikli kimi talepleri şiddetle reddedilmiştir. Yine bu süreçte ORSAM adına alınmış 4 adet patent tescil işleminin Vakıf yönetiminden habersiz olarak KANBOLAT tarafından kurucusu olduğu paralel derneğe devredildiği ortaya çıkmıştır.
4- 12 Şubat 2014 tarihinde yapılan işlem işte bu 4 adet patentin ORSAM’a iadesinden ibarettir. Başka bir ifadeyle,  ORSAM’a ait olmakla birlikte KANBOLAT tarafından âdeta el konulmaya çalışılan ORSAM’ın kimi hakları bu tarihte ORSAM’a döndürülmüştür.
5- Hâl bu iken, Hasan KANBOLAT’ın yalnızca ücretli bir çalışanı olduğu ORSAM’ı âdeta kendi şahsi şirketiymiş gibi yansıtarak bila bedel müvekkile devrettiğini iddia etmesi, gazeteniz yazarının da teyit etmeden söz konusu iddiaları köşesine taşıması iyi niyetten yoksun, gazetecilik ilkeleriyle bağdaşmayan ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir çabadır.
6- Esasen Hasan KANBOLAT bu tür mesnetsiz iddiaları, 17-25 Aralık 2013 sonrası FETÖ yayın organlarında dile getirmiş ve Vakıf da cevabını vermiş idi. Söz konusu mecralar Mart 2014 yerel seçimlerine giden siyasi ortamda hükümeti yıpratmak maksadıyla bu iddiaları yaymışlardı. Bugün ise aynı iddiaların FETÖ ile mücadele eden yayın organlarında yer bulması düşündürücüdür.
 
CIA AJANIYLA BÜYÜKADA’DAKİ TOPLANTI HAKKINDA
 
7-Diğer yandan yine aynı yazıda; 16-17 Temmuz tarihlerinde Büyükada’da yapılan bir toplantı nedeniyle ve hâlen FETÖ üyesi olduğu için arandığı bilinen bir şahıstan bahisle Müvekkili zan altında bırakacak ifadelere yer verilmiştir.  Oysa toplantı,  tarihi çok önceden belirlenen, İran'ın bölge ülkeleriyle ilişkilerinin ele alındığı ve farklı ülkelerden uzmanların katıldığı, düşünce kuruluşları arasındaki mutat etkinliklerden birisi idi. Bu toplantıyla darbe girişimi arasında bağlantı kurulması ve müvekkilin de “15 Temmuz darbe girişimi gecesi CIA ajanlarıyla birlikte yapılan bir toplantının katılımcısı” olarak sunulması, tamamen kamuoyunu yanıltmaya yönelik siyasal amaçlı bir manipülasyondur.
8-Kaldı ki Müvekkil, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi CNN TÜRK kanalında bir programın canlı yayın konukları arasındadır. Sözü edilen toplantıya ise kendi konuşmasını yapmak üzere 16 Temmuz günü öğleden sonra katılmıştır.
9-Ayrıca yazıda, müvekkil, hâlen FETÖ üyeliğinden aranan bir şahıs üzerinden hakkında olumsuz bir algı oluşturularak yıpratılmak istenmiştir. Zira müvekkilin yıllar önce yurt dışındaki doktora öğrenimi sırasında tamamen maddi nedenlerle kısa bir süreliğine aynı daireyi paylaşmasının dışında bu şahısla herhangi bir bağı söz konusu değil iken, hâlen irtibatı varmış gibi gösterilmiştir.
 
HASAN KANBOLAT’IN ŞABAN KARDAŞ’IN AÇIKLAMALARINA CEVABI
 
1- 15 Temmuz sonrası ilk önce Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı (TİKV) kanalı ile yalan içerikli bir açıklama yayınlandı. Susmama rağmen şimdi de Şaban Kardaş kaynaklı gerçekleri saptıran bir açıklama daha geldi. Kardaş beni hedef alarak nereye varmak istiyor bilmiyorum ama benim Şaban Kardaş gibi derin ilişkilerim ve siyasi bağlantılarım yok. Şaban Kardaş üzerine basında çıkan haberler de beni ilgilendirmiyor. Türkiye’nin hükûmeti, istihbaratı, emniyeti, ordusu, yargısı, basını var. Kardaş ile isterlerse onlar ilgilenir.
2- Kurucusu ve ilk başkanı olduğum ORSAM’dan neden ayrılmak zorunda kaldığımı Şubat 2014’de de basına açıkladım ve bir daha ORSAM üzerine konuşmadım. O vakit açıklamama ne Şaban Kardaş’tan ne de başkasından bir itiraz ya da açıklama gelmedi.
3- ORSAM, Türkmeneli İşbirliği ve Kültür Vakfı (TİKV) bünyesinde 2008 yılında tarafımca kurulmuş, 2009 yılında faaliyete geçmiştir. ORSAM’ın kurucusu ve ilk başkanıyım. Atanmış müdürü değilim. Şaban Kardaş’ın bir gün kapımı çalıp siyasi baskıyla ayrılmamı istemesinin etik ne tarafı vardır?
4- Şaban Kardaş’ın açıklamasında tek bir doğru var, o da çarpıtılmış ve yalanla bezenerek sunulan bir doğru. Evet,  TİKV bünyesinde çalışmaların rahatça yapılamaması nedeniyle TİKV’in adı ORSAM çalışmalarında kullanılmamaya başlandı ve bu nedenle de ORSAM adında bir dernek kuruldu. ORSAM patentleri de bu derneğe aktarıldı ve bunda hiçbir hukuksuzluk yok. Ama Şaban Kardaş bu “doğru”yu bir yalanla ambalajlayarak sunuyor. Çünkü bu dernek Şaban Kardaş’ın dediği gibi Davutoğlu ekibinin bana haber gönderip siyasi baskıyla benim her şeyi devretmemi istemelerinden sonra değil, tam tersine tam iki yıl evvel kuruldu.
5- Şaban Kardaş bu derneği sanki onlar ORSAM’a el koyma girişiminde bulunduktan sonra kurmuşum gibi bir algı üreterek siyasi güçlerini üzerimde nasıl tecrübe ettiklerini saklamaya çalışıyor.
5- Bugün de ORSAM web sayfasında, ORSAM yayınlarında (rapor, dergiler vb.) TİKV’in adı geçmez. ORSAM’ı tanıtan hakkımızda yazısında bile TİKV’den bahsedilmez.
6-Şaban Kardaş’a tavsiyem günlük siyaset, akademik çekişmeler, kin ve nefret söylemi ve hırslardan arınmasıdır. ORSAM web sayfasında ORSAM’ın kurucu ilk başkanından bahsetmek çok mu zordur? Unutmasın ki “Siz plan yaparsınız, bir de Allah yapar” (Tarık Sûresi). Türkiye için bireysel çıkarlar zamanı değil millî birlik olma zamanıdır. Allah hepimize ve Türkiye’ye yardımcı olsun.
 
BUNLAR DA BENİM NOTLARIM
 
1-Sayın Şaban Kardaş, bu haberler 19 Şubat 2014 yılında da yayınlandı ve Hasan Kanbolat benim yazdığım tüm açıklamaları o vakit de yaptı. Neden o zaman çıkıp da itirazlarınızı dillendirmediniz?
2-Bu açıklamanızı da avukatınız göndermiş. Şunu bilin ki açıklamanızı neredeyse tam metin olarak yayınlamamızın sebebi sizin o içi boş tehditleriniz değil, gazetecilik ilkelerimiz gereğidir.
3-Diyorsunuz ki bu ORSAM ile ilgili olarak Hasan Kanbolat’ın açıklamaları daha önce de bugünün FETÖ’cüsü yayın organlarında yer aldı. Ve ekliyorsunuz “Şimdi aynı iddiaların FETÖ ile mücadele eden yayın organlarında yayınlanması düşündürücüdür” diye ve ironiye göbek attırıyorsunuz. Demek bu Aristo mantığıyla FETÖ’cü yayın organları “Allah bir” dese aman aynı şeyleri yazmayalım diyeceğiz öyle mi?
4-PEKİ, zamanında bugünün FETÖ’cüsü yayın organlarında yazılar kaleme alan siz değil miydiniz?
5- Emre Uslu ile kısa süreliğine aynı evi paylaşmışsınız ama o da ekonomik nedenlerden. Sizin için çok üzüldüm. İyi de Jamestown’da birlikte çalıştığınız iddialarını neden es geçiyorsunuz?
6-Şaban Kardaş beni aramak yerine yayın yönetmenimi arayıp bir de yalan söylüyorsunuz. Bana tek bir açıklama göndermediğiniz hâlde tutup “Gönderdim ilgilenmedi” diyebiliyorsunuz. Bir kere de mert olun lütfen, çok mu zor?
7-Gelelim Büyükada’da 15 Temmuz gününe denk gelen, tuhaf ama Henri Barkey adlı free lance CIA ajanı tarafından organize edilen, her türlü tuhaf yaratığın katıldığını 15 Temmuz gecesi idrak ettiğimiz o toplantıya... Neden katıldığınızı “tarihi çok önceden belirlenmiş olsa bile” anlayabilmiş değiliz. Neden siz? Bir de “Ben o toplantıya katılacağımı Dışişleri Bakanlığı’na bildirdim” diyorsunuz. İhanet toplantısına katılacağınızı önceden bildirme cüretkârlığınız nedeniyle sizi tebrik ederim. 15 Temmuz gecesi ne mal olduğunu bir kere daha anladığımız Henri Barkey ile toplantı yapmayı içinize sindirebiliyor ve bununla gurur duyuyorsanız sizi tekrar tekrar tebrik ediyorum.
8- Ha evet 15 Temmuz gecesi CNN Türk ekranlarında olmanız büyük bir delil. Benim tek merak ettiğim şu, o gece darbe başarılı olsaydı sizin yapacağınız yorum.
9-O toplantıyı farklı uzmanların katıldığı mutat toplantı olarak niteleyip ve bizim buna inanmamızı beklemeniz bizi hakikaten üzüyor. Keşke o farklı uzmanların attığı tweetleri, Henri Barkey’in neler yazdığını ve söylediğini 15 Temmuz gecesi eğer görmemiş olsaydık değil mi? Daha inandırıcı olurdu.
8- Ve sonuç: Sayın Şaban Kardaş yazdıklarınız bize Hasan Kanbolat’ın kurucusu ve patent haklarının sahibi olduğu ORSAM’ı neden size bila bedel vermiş olacağını izah etmiyor. Yine yazdıklarınız bu “devir” işleminde siyasi baskının ve devlet erkinin kullanılmadığını kanıtlamıyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.