Jübilenizi yapın artık Bülent Bey!

A -
A +
Zamanı geldi.
Ahde vefayı ve kalp kırmamayı düstur edinen insanları daha fazla zorlamadan yapın şu jübilenizi.
Gürültüsüzce, usulca çekilin siyaset sahnesinden.
Zaten her şeyi bıraktınız bizimle didişiyorsunuz.
Evvelden şikâyet ediyordunuz  “Fuat Uğur benimle ilgili yazı yazmasın” diye.
Basın özgürlüğünden anladığınız neyse artık.
Şimdi hepimize sataşıp sizinle ilgili hayal kırıklıklarımıza tavan yaptıran cümleler kuruyorsunuz.
Bu mudur yani, eskiden “muhalif” olduğumu söyleyip itibarsızlaşacağımı mı sandınız?
Hiç sakladığım bir geçmiş değil. Evet, eskiden muhaliftim, hatta daha ötesi sosyalisttim. Gençlik hatalarıyla dolu ama heyecanlı yıllarımdı. Ülkem için doğru olduğuna inandığım bir amacım vardı. Onlarla büyüdüm, olgunlaştım lâkin 17-25 Aralık’tan aylar sonra “Haksızlıklara uğruyorlar. Onları savunmak için cübbemi giyeceğim” diye kendinizi ortalara attığınız FETÖ’cüler gibi ülkeme ve vatanıma ihanet etmedim. Edenlere de sessiz kalmadım.
Böyle bir ahmaklığım hiç olmadı.
Tersine, siz onları savunurken ben onlarla mücadele ettim.
Hâlâ da hayata bakışımda sosyalist dönemimden izler vardır ve aslında bu nedenle sosyal refah devleti için attığı adımlardan dolayı Erdoğan’ı çok desteklerim.
Bu ülkeyi teslim almak isteyenlere ise asla teslim olmadım.
Ben darbeden altı ay evvel “FETÖ darbe hazırlığı içinde” diye yazarken siz susuyordunuz. Tehlike için ülkeyi, devleti, vatandaşı uyarıp gazetecilik görevimi, vatanseverliğimin gereğini yapıyordum. Hem de açık istihbarat kaynaklarımdan aldığım bilgilerle.
FETÖ’cüler için cübbe giyeceğini söyleyen siz ise görmezden geldiniz. 15 Temmuz gecesinden sonra da “Ne kadar ahmakmışım” diye kendinizi “izah” etmeye çalıştınız.
Gelgelelim bunu yaparken bile vahametinize Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı da ortak etmeye çalışıp “O da görmemişti” dediniz.
Bu koskoca bir çarpıtma.
Tayyip Erdoğan siz cübbe giymeye hazırlanırken FETÖ’ye savaş açtı.
“İnlerinize gireceğiz” dedi. Ölümüne mücadele etti.
Onun için hiç kendinize emsal oluşturmaya kalkmayın.
Bakın, Cem Küçük ile benim hakkımda söylediğiniz sözleri FETÖ ve PKK’ya yakın medya nasıl allayıp pulladı. Herhâlde memnunsunuz. İki eleştiriye tahammül edemediniz, duramadınız.
Ve o zavallı danışmanlarınız hakkımda bula bula İlhan Kesici ile ilgili yazımı buldular ve size “argüman” olarak sundular. Vah vah! İlhan Kesici bir hafıza yanılmasıydı. Orada söylediğini düşündüğüm sözler ise mutlaka başka bir yerde söylenip oraya transfer oldu zihnimde. Özrünü de diledim.
Ancak FETÖ saldırıları karşısında zihnim pırıl pırıldı, sizinki gibi boz bulanık değil.
Bülent Bey, FETÖ ve 15 Temmuz için “Ne kadar ahmakmışım” demek dışında bir özrünüz var mı? Bu söz arınmanızı sağladı mı, her şey pir ü pak mı?
Biliyor musunuz, acı olan şu ki, siz Gezi olaylarında da aynıydınız.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile birlikte Gezi Vandallarına “Mesajınızı aldık” diye selam çakarken, bizler; sizin deyiminizle “eski muhalifler” o Gezi Vandalları ve arkalarındaki Soros’çu çetelere çakıyorduk. Başbakan Tayyip Erdoğan yurt dışındaydı. Ülkeyi size teslim edip gitmişti. Lakin siz İstanbul’u teslim ettiniz. AKM’nin ön cephesi terör örgütlerinin teşhir alanına döndü sayenizde. Bir yandan da bugün öğreniyoruz ki FETÖ’cü polis çeteleri olayları provoke ettikçe ediyordu.
Erdoğan yurda döndükten sonra olaya el koydu.
Bilmiyorum hangi “bilmediğimiz sebeple” ama şimdi de AK Parti ile MHP’nin arasına kama sokabilecek her türlü açıklamayı kendinize görev edindiniz.
Yapmayın bunu.
Bu ülkede devletin bekası için, millî birliğimiz için ilk defa biri iktidar, diğeri muhalefetten iki partinin bir birlikteliği oluştu.
Bunu dinamitlemeyin.
Yapacağınız tek şey var, yukarıda da söyledim.
JÜBİLE.
Bir törenle siyaseti bırakın.
İnanın sizi öven ve göklere çıkaran yazılar yazarım bunu yaparsanız.
 
Ahmet Hakan "hapislerde çürüyen yüz binler"i açıklamalı
 
Bülent Arınç, Ahmet Hakan Coşkun ile Fatih Portakal’a de epey söz söyledi ama PKK ve FETÖ medyası dediğim gibi bize söylediklerini manşete çıkarmayı yeğledi.
Konumuz bu değil.
Ahmet Hakan da dünkü yazısında ona verdiği cevapta aynen şöyle yazmış:
“Yahu bu memlekette Fetullah yüzünden ölümlerden ölüm beğenen, hapislerde çürütülen, haksızlıklara maruz kalan yüz binler var yüz binler!
Aloo Bülent bey!”
Çok merak ettim bu memlekette ölümlerden ölüm beğenen, hapislerde çürütülen yüz binler nerede?
Biz cezaevlerinde 50 bin kişinin olduğunu biliyoruz.
Bunların küçük bir (yüzde 1) oranı mağdur olabilir.
Oysa kalanı darbe sırasında suçüstü yakalanmış alçaklar sürüsü ile FETÖ’cüler. Bir de hakkında suç unsuru bulunmamakla birlikte FETÖ sempatizanı olup KHK ile atılan 100 bin civarında kişi var.
Ahmet Hakan cezaevlerindeki darbecileri ve FETÖ’cüleri "ölümlerden ölüm beğenen, hapislerde çürütülen ve haksızlıklara uğrayan masumlar” olarak niteliyor.
Yaşasın lapsus.
İşte, FETÖ’cü bilinçaltı insana böyle oyunlar oynar.

FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Ahmet Hakan "hapislerde çürüyen yüz binler"i açıklamalı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.