Almanya’da “Arzu edilen yoksulluk” acımasızlığı

A -
A +
Türkiye’nin sürekli mukayese edildiği Almanya’nın gayri safi millî hasılası, yıllık dış ticaret hacmi, kişi başına düşen geliri, kalkınmışlığı, şehirciliğinin seviyesine ulaşabilmek için en az 15 yıl geçmesi gerekecek.
Türkiye 15 yıldır Almanya ile arasındaki makası hızla kapatıyor ve hayli ilerleme sağladı.
Ve geçim endeksleriyle ve sık dillendirilen asgari ücretle ilgili yapılan karşılaştırmalar konusunda da biraz es verip bakmakta fayda var.
Geçtiğimiz pazar Almanya’da ağırlıklı olarak Türklerin ve göçmenlerin kurduğu ama seçimlerde Almanlardan da oy alan Big Parti’nin Genel Başkanı Haluk Yıldız konuğumdu ve bu mevzuyu onunla konuştuk program dışında uzun uzun. Konuyu açan da Big Parti’nin hedefleri arasına “Fakirlikle mücadele”yi koymasıydı.
Şaşkınlıkla “Nasıl fakirlikle mücadele, Almanya’dan mı söz ediyoruz” diye sordum.
Anlattı.
 
ALMANYA’DA 13 MİLYON YOKSUL
 
Almanya’da son verilere göre yoksulluk oranı nüfusa göre yüzde 20. En azından 13 milyon insan yoksullukla mücadele ediyor anlamına geliyor bu. Böyle giderse 2036 yılında yoksul sayısının 20 milyona ulaşabileceği belirtiliyor. Yoksulluk göçmenlerde yüzde 35 oranında.
Almanya’da aylık geliri 1050 avronun altında olan aileler yoksul sayılıyor. Gülümsediniz, hemen Türk lirasına çevirdiniz ve “4 bin 725 lira ha, bayağı yoksullarmış” diye alay ettiniz değil mi? Öyle değil işte. Almanya’da yoksulların genellikle kirada oturduğunun altını çizerek en düşük ev kirasının 600-700 avro olduğunu belirtelim, gerisini siz anlayın.
 
350 BİN EMEKLİ AŞEVİ KUYRUĞUNDA
 
Çalışanların asgari ücreti Almanya’da 1300 avroEmeklilerin ortalama maaşı ise 800-1000 avro arasında. 600 avro alanlar da hayli çok ki onların çoğu kadın emekliler. Bu yüzden 3,5 milyon emekli de yoksulluk sınırında yaşamakta. Emeklilik maaşıyla geçinemeyip çalışanların sayısı 800 bini buldu. Bu arada 350 bin emekli de aşevlerinden yemek almak için her gün bir kap yemek kuyruğuna giriyor.
Şimdi bu mukayeseyi bir de şöyle yapalım. İstanbul 1600 lira olan asgari ücretle yaşamak için çok zor bir şehir. Ama ev kiralarının 300-400-500 lira olduğu Anadolu şehir ve kasabalarını, bu bölgelerimizdeki mutfak harcamalarının en az yarı yarıya ucuzluğunu ve benzer kolaylıkları düşünün. Burada devreye giren satınalma paritesinin Almanya’daki satınalma paritesinden daha az olduğunu kim söyleyebilir? Üstelik karı-koca çalışan memur ya da öğretmenler aldıkları maaşlarla ve ek ödeneklerle Anadolu şehirlerinde yaşadıklarında 4-5 yılda otomobil ve ev sahibi olabiliyorlar. Tabii burada ucuz konut teminindeki TOKİ kolaylıklarını da göz ardı etmeyelim. Bu büyük nimeti gözden kaçıran kör olur, onu söyleyeyim.
 
“AŞAĞILIK İŞLERDE” ÇALIŞTIRILMAK İÇİN KASTEN YOKSUL BIRAKILANLAR
 
Yoksulların çoğu niteliksiz işlerde çalışanlar. Almanya’da bu fakirliğin biraz da “Arzu edilen, istenen bir yoksulluk” olduğunu dile getiriyor Haluk Yıldız. Yoksa Almanya ekonomik gücüyle bu yoksulluğu biraz olsun azaltabilir.
O hâlde neden yapmıyor bunu?
Çünkü niteliksiz insan sayısı giderek azalıyor, aylık gelirin yükselmesi onları bu türden işleri reddetmeye yöneltiyor. Sonuçta inşaat işçisi, çöp toplayıcı, tuvalet temizleyicisi, garsonluk, tezgâhtarlık gibi işlerde çalışacak insan sayısına duyulan ihtiyaç burada belirleyici oluyor.
Örneğin, Alman eğitim sisteminde kast sistemi olduğundan, Nazi kalıntısı öğretmenlerin yıllarca Türk çocuklarını bu türden eleman ihtiyacını karşılamak üzere Haap Schule adı verilen “az zekâlı, tembel” öğrencilerin gittiği okullara yönlendirmesi boşuna değildi.
Yıldız “Merkel çok akıllı olduğu için çok sayıda Suriyeli göçmen kabul etmek istedi ama ırkçılar yüzünden fazla ileri gidemedi. Aslında istediği işte bu türden alt elemanları karşılamaktı asıl amacı” diyor.
Bunu da öğrendikten sonra Alman devletinin Nazi genetiğinden dolayı bir kez daha ürperdim.
Böyle acımasız bir “devlet geleneği” dünyanın başka hangi ülkesinde vardır merak ediyorum.
 
FUAT UĞUR'UN DİĞER YAZISI İÇİN TIKLAYIN
Haber değil, kaos bültenleri
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.