Örgüt adeta 15 Temmuz darbe girişiminin provasını
1999 yılının 16 Şubat’ında Özbekistan’da uygulamaya sokmuştu.
Hedef Özbekistan Devlet Başkanı İslam Kerimov’du.
O gün Başkentte başlatılan bombalı saldırılar herkesi şoka uğrattı. Ülkede
“Cemaat okulları” vardı ve öteden beri Kerimov’un takibindeydi ama böyle bir darbe teşebbüsü olabileceği tahmin edilmiyordu.
Taşkent’te o gün bakanlıklar ve parlamento dâhil beş ayrı yerde bombalar patlamıştı. Ortalık savaş alanına dönmüş ve
16 kişi hayatını kaybetmişti.
Ama sonuçta
FETÖ üyeleri başaramamış,
İslam Kerimov duruma hâkim olmuştu.
Darbe girişimin bastırılmasının ardından ülkede geniş çaplı soruşturmalar başlatıldı.
Fetullah Gülen’in CIA bağlantısını keşfeden Özbek istihbaratı örgütün okullara gönderdiği
kırmızı ve yeşil pasaporta sahip 70 öğretmeni tutukladı. Ardından okullar kapatıldı, çok sayıda kişi sınır dışı edildi ve okul yöneticileri de tutuklandı.
Bunlar doğruydu ama Özbekistan’daki FETÖ darbesiyle ilgili gerçek bu bilgiyle sınırlı değildi. Yani darbenin asıl aktörleri okullardaki bu CIA ajanları ve sözde öğretmenler değildi.
KİMDİ BU DARBECİ İŞ ADAMLARI?
Bunu Türkiye’den oraya gidip yerleşen ve ticari girişim adı altında faaliyet gösteren kimi "işadamları" nın tutuklanmasına bakarak anlıyoruz.
Bu “iş adamları” yargılandılar ve 15-20 yıl arasında ağır hapis cezalarına çarptırıldılar.
Peki, kimdi bu “İş adamları” ve neyle suçlanıyorlardı? Onlara haksızlık mı yapılmıştı bu kadar hapis cezaları verilerek?
FETÖ şimdiye dek onların kim olduğunu saklamayı başarmıştı.
Ama FETÖ çözücü kaynağım ÜMİT AKDEMİR bu gerçeği araştırdı ve başta Zeki Obuz olmak üzere bu iş adamı kılıklı kişilerin neler karıştırdığını ve Türkiye’de hiç bilinmeyen bir gerçeği tek tek ortaya çıkardı.
ÖNCE ORDUDAN ATILAN FETÖ’CÜ SUBAYLARA ŞİRKET KURDURDULAR
Bu ekibin elebaşı Zeki Obuz’u tanıtalım size önce.
Garip, sır dolu bir adam.
1999’dan çok önce İstanbul’da FETÖ lideri Fetullah Gülen’in haftalık toplantılarına katılarak başladı örgütle iltisaklı hâle gelmeye.
Fetullah Gülen’in çok güvendiği ve kimsenin de fazla tanımadığı biriydi.
Obuz, bir süre sonra Fetullah Gülen’den aldığı bir emirle
ordudan atılan FETÖ’cü 140 SUBAYLA BİRLİKTE MERTER’DE BİR HOLDİNG kurdu.
Çoğunluğu
havacılardan oluşan bu holding aslında paravandan başka bir şey değildi. Havacılara ve diğer tüm atılmış subaylara
CIA özel eğitimler verdi aylarca.
CIA EĞİTİMİNDEN SONRA VER ELİNİ ÖZBEKİSTAN
Zeki Obuz ve 140 arkadaşı yeterli seviyeye geldiklerine inanılınca yine ani bir kararla hoop Özbekistan’da soluğu aldılar. Soranlara ise
“Yatırım amaçlı geldik” diyorlar ve gerçekten de orada ticari yapılanmalara giderek şirketler kuruyorlardı. Bazıları da FETÖ okullarında öğretmenliğe başlamıştı.
Bu arada MİT’te çalışan
CIA ajanı Özbek asıllı Enver Altaylı da bu grubu hem eğitiyor hem de yönlendiriyordu.
Bu sözde iş adamları bir yandan “ticari faaliyette” bulunurken diğer yandan da
Özbek ordusu ve bürokrasisi içinde bağlantı kurmayı ihmal etmediler. Ülkede zaten ekonomik sıkıntı vardı ve şartların yavaş yavaş oluştuğuna inanıyordu FETÖ elebaşı.
Sonunda CIA de şartların olgunlaştığını bildirince start verildi ve 16 Şubat’ta darbe girişimi başladı ama Kerimov bunu ustalıkla savuşturmayı başardı.
Tüm elebaşıları yakalandı. Bu sözde iş adamlarından epey kısmı kaçmayı başardı ama kaçamayanlar kıskıvrak ele geçirildi.
Rus istihbaratının yardımıyla Zeki Obuz ve 75 havacı subayın CIA bağlantılı olduğu belirlendi. Hapsi boyladılar.
21 yıl hapis cezasına çarptırıldı hepsi. Bunlardan şu anda
67 yaşında olan Zeki Obuz’un cezası esasında 2016 yılında bitmişti ama gıyabında yeni suç isnatlarıyla yargılandı ve ilave cezalar aldı.
TÜRKİYE-ÖZBEKİSTAN İLİŞKİLERİ DERİN YARA ALDI
Bu darbe girişimi yüzünden
Türkiye-Özbekistan ilişkileri büyük yara aldı. O sıralarda
Başbakan Bülent Ecevit de Gülen’e sempati besliyor, onların masumane ve zararsız faaliyetlerde bulunduklarına inanıyordu. Öyle ki iyice gerilen ve kopma noktasına gelen Özbekistan-Türkiye ilişkilerinin üzerine tüy diker gibi bir de dönemin
Dışişleri Bakanı İsmail Cem ile Dışişleri Müsteşarı Faruk Loğoğlu’nu Kerimov’a tutukluların salıverilmesi için
aracı olarak göndermekten kaçınmadı.
Ancak FETÖ büyük bir ustalıkla başarısız darbe girişimini kendi tabanı dâhil tüm toplumdan saklamayı başardı ve dahası bir de
MİT’in üzerine yıktı. Aynen 15 Temmuz taktiğini uyguladılar.
MİT’in üzerine yıkılınca da
İslam Kerimov Türkiye’yi suçladı. Kızgınlığı o noktaya geldi ki ülkesindeki televizyonlarda yayınlanan
Türk sitcom dizilerini bile yasaklattı.
TÜRKİYE BU İSİMLERİ ÖZBEKİSTAN’DAN İSTEYECEK Mİ?
Evet, şimdi asıl haberde sıra.
Yukarıda isimleri sıralanan darbeci FETÖ’cüler
gelecek yıl cezalarını dolduracaklar ve salıverilecekler.
Peki, serbest bırakıldıklarında ne olacak? Onlara
istedikleri ülkeye gitmeleri için izin mi verilecek?
Türk hükûmeti ve Dışişlerimiz, MİT bu
FETÖ’cülerin büyük bir ihtimalle Türkiye’ye iadesini isteyecektir.
İade edilmeli ki bir de Türkiye’de yargılansınlar bakalım. Ülkemize nelere mal olduklarını anlayıp burada da sigaya çekilsinler.
Öyle kolay değil.