BDDK’ya çağrı; Türkiye tek bir derecelendirme kuruluşuyla itibar kaybetmemeli

A -
A +
Pandeminin dayattığı şartların etkileri ortadan kalkarken ekonomideki büyümenin ve düzelmenin ilk haberleri geliyor.
En büyük derdimiz yabancı yatırımcılar ve şirketlerimizin kredibilitesi.
Hükûmet dünyadaki modeli aldı ve çok güzel bir sistem kurdu. Şirketler artık Türkiye’deki bağımsız kredi derecelendirme kuruluşlarından “GEÇER NOT” almadan bankalardan kredi talep edemeyecek.
Kredi derecelendirmesi bir şirketin kredi itibarının belirlenmesi anlamına geliyor. Yani, bu iş bankalardan kredi talep eden potansiyel borçlunun borcunu geri ödeyebilme yeteneğinin hesaplanıp değerlendirilmesi anlamına geliyor. Ama bunun için şirketlerin tüm hesapları şeffaf biçimde incelemeye tabi tutuluyor.
Türkiye’de 5 derecelendirme kuruluşu var. Onlar zaten SPK’dan onaylı. Ancak kredi değerlemesi yapabilmeleri için BDDK’dan yetki almaları gerekiyor. Gelgelelim BDDK yalnızca bir şirkete yetki verdi. O da Japon derecelendirme kuruluşu JCRÜç derecelendirme kuruluşu ise bekliyor. Üstelik aralarında yıllardır bu işi yapan yetkin ve itibarlı kuruluşlar olmasına rağmen... Japon kuruluşu olan JCR’ın ortaklık yapısı ise değiştirilerek yüzde 40’a varan oranda kamu kuruluşları ortak edildi. Japonya’nın ortaklık payı yüzde 15’te kaldı. Bu durum hem ulusal, hem de uluslararası alanda ekonomik yapımızla ilgili tereddütlere sebep oluyor.
Düşünün ABD’de bile S&P, Moody's ve Fitch'in egemenliğine son verildi. ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu SEC’nin  Kredi Derecelendirme Ofisi aralarında JCR’ın de olduğu tam 9 kuruma şu anda izin vermiş durumda.
Çin’de de benzer bir durum yaşandı. Dagong adında tek derecelendirme kuruluşu vardı ama Dagong'un verdiği notlara kimse güvenmiyordu. Sonunda, Çin hükûmeti bir yıllığına Dagong'un tahvil reytingi vermesini bile yasakladı. Çok ciddi suçlamalarla hem de.
Türkiye de aynı yoldan geçmek zorunda mı? BDDK bu “tekliğin” şirketler açısından ciddi bir haksız rekabet oluşturduğunu görmezden gelebilir mi?
Kaldı ki “katı rejimler” olarak dile getirilen Çin ve Rusya’da bile 3-5 arası yerli ve millî derecelendirme kuruluşu mevcut. Ama bakıyoruz ülkemizde yerli ve millî olup, 10-15 yıl kıdemi haiz üç adet derecelendirme kuruluşunun başvurusu hâlâ BDDK’da beklemede.
Bu ülke insanının girişimcilik ruhunu öldürüp, gençleri umutsuzluğa düşürmek istemiyorsak rekabetçi sistemi desteklemek gerekir.
Rekabetçi sistem yalnızca ekonominin itibarını değil politika yapıcılarına duyulan güveni de pekiştirecektir.
 
Fuat Uğur'un diğer yazısı
Kuvayımilliye İmamı Kemal Kılıçdaroğlu
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.