Ortanca

A -
A +
Cumhurbaşkanımızın üç çocuk tavsiyesi iyi güzel hoş da... Bir ricamız olacaktı hakim bey.  Üç çocuk olunca, 'ilk  göz ağrısı' ile 'son numara' arasında kalan, kaynayan, sinen pusan 'ortancaların' hâli ne olacak? Devletimiz el uzatsın!..
Ah çilekeş ortancalar, vah garibanlar... Her evde bir favori çocuk vardır, ama bu sen değilsindir. İlk çocuk 'ilk göz ağrısı', son çocuk 'tekne kazıntısı',  ortancalara bir tabir bulmaya bile gerek  duymamışlar! Üç çocuklu ailelerde, (eğer çocuk sayısı üçten fazlaysa, o evde aynı kaderi paylasan birden çok çocuk vardır) en şanssız olanıdır ortancalar! Ne ilk çocuğun haklarına, ne de küçük olanın gördüğü hoşgörüye sahip zavallılar... "Aaa! Ama o senin büyüğün, sen küçüksün, yapma!" "Aaaa! O senin kardeşin, sen büyüksün, yapma!" ihtarlarıyla mücadele ederek bazen büyüyen, bazen küçülen çocuklar... İsimleriyle müsemma ortanca kalacak ve ezilmeye mahkûm olacaklar. Fırkh...
Anne ve babanın ilki olmadığı gibi; sonuncusu da değildir... Büyüğünün küçülenlerini giyerek, kendine ait olanları ise tek zırlamada kardeşine vererek büyüyecektir. Yüreğimiz cız ederek tespit edilmiştir ki; ortancalar getir götür işleri için doğmuştur! Evde zor iş olur, ebeveyn der "sen küçüksün hadi abine/ablana yardım et." Kolay iş olur, yine ebeveyn der "Sen büyüksün, hadi kardeşine yardım et."  Ezcümle aile büyüklerinin anlık çıkarlarına göre mütemadiyen değişen kaygan bir zeminde büyümeye çalışan çocuktur. Ne büyük ne küçük ama aynı zamanda hem büyük hem küçük olmak... Bir zamanlar ailenin en küçüğü ve en mutlusu iken, gelen davetsiz misafirle hayatının ilk gerçek statü kaybını yaşamak... Tüm 'ilk'lerin zaten yaşanmış olduğu bir ortamda var olmaya çalışırken, son 'göz ağrısıyla' birlikte bu çabaların her zaman kifayetsiz kalacağını üzülerek anlamak...
Hayat koordinatlarının kendilerine vermediği, ama diğer kardeşlere sunduğu o bir şeyin "en" olma hâlini alın teriyle kazanmak zorunda kalır ortancalar. "Ortada olmak, sıradan olmak değildir" şiarından hareketle kendi 'en'lerini oluşturmaya çırpınırlar. En yaramaz, en başarılı, en çalışkan, en şu, en bu olurlar dikkatlere mazhar olabilmek için...
Ailenin "o yapar, o hâlleder" kişisidir. İki veya daha fazla haylazın arasında ezile ezile ezmeyi öğrenen ve fakat acısını bildiğinden ezmeyip besleyen kişiliktir... O sebeptendir ki büyüdüklerinde adaletli, sosyal ve diplomatik şahsiyetler olurlar. Ortanca Çocuğun Gizli Gücü kitabında da yazdığı gibi; dünya liderlerinin çoğu, ABD başkanlarının yüzde 52'si, şirket yöneticilerinin yüzde 90'ı, bilim adamlarının büyük yüzdesi, ortanca çocuklardır. Ezik değiliz biz, tamam mı?.. Oh be rahatladım...
Ninem diyor ki:  Kalaylı bakır küflenmez.


UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.