Vakti zamanında adamın biri bahçesinde otururken hayvan dışkısından top yapan bir böcek görmüş.
Böcek, pisliği ayakları ile yuvarlayarak giderken içinden şöyle geçirmiş;
"Ey Allahım! Her şeyi çok güzel çok hoş yaratmışsın da, şu böceği sırf pislikle uğraşsın diye mi yarattın?.."
Aradan birkaç ay geçmemiş ki adam umarsız bir hastalığa yakalanmış...
Derdine kimseler çare bulamamış. Gitmediği hastane, başvurmadığı tedavi kalmamış.
En sonunda bilge bir doktor; ''Bak..." demiş; "Bazen bahçelerde gezen bir böcek olur; ayakları ile pislik yuvarlar. İşte 40 gün boyunca aralıksız o böcekten yiyeceksin."
Adam çaresiz... Bulmuş, toplamış, kırk gün boyunca yemiş o böceği ve iyileşmiş...
Aradan yıllar geçmiş aynı adam deniz yolcuğuna çıkmış. Gemi denizin ortasında çok büyük fırtınaya yakalanmış. Herkes bağırıp, çağırıp, ağlaşırken bu adam bacak bacak üstüne atmış sakince çayını yudumluyormuş.
Birileri dayanamamış sormuş; "Biz yana yakıla dua edip bağırıp çağırıyoruz, sendeki bu rahatlık ne be adam?!."
Adam şöyle cevap vermiş;
"Kurban olduğumun işine bir kere karıştım, kırk gün pislik böceği yedim. İster yüzdürür, ister batırır ben karışmam kardeşim!.."
Ninem diyor ki; Boşboğazı ateşe atmışlar, odunum yaş demiş.