İftardan sonra...

A -
A +
Ver yiyeyim, ört uyuyayım, bekle canım çıkmasın... Hele de iftar sonrası mayışıklığında en hafifletilmiş hâliyle; 'üşengeç' milletiz biz! İki metre ötedeki kumandayı almamak için tüm gün aynı kanalı izleyenimiz de var, meyve soymaya üşendiği için "vitamini kabuğunda" diyenimiz de... Bu sebeptendir ki; toplu çay keyfi strateji savaşına döner. Kalabalık ortamlarda biri çayını tazelemek için ayağa kalktığında, herkes yarım dolu bardağını fondip yapar. Sizi gidi fırsatçılar.
Kurban, ki bu ya misafirperver bir ev sahibi ya da çayını tazelemek için kalkmışken başına iş alan sade vatandaştır, arkasına döndüğünde bardakların tamamının 'boş' olduğunu görür! Burada filmi biraz geri sardığımızda; otamadakilerin dili damağı haşlamak pahasına çaylarını kafaya diktiğini görebiliriz. Çayını başkasına doldurtma sevdalısı bu zeki çevik ve ahlaklı şahısları pataklamadan önce (doz ayarı bakımından) türü belirlemeliyiz...
İnce fikirliler; Yaptığı, çay doldurucuya yeniden zahmet vermemek veya misafirlikte ev sahibini tekrar tekrar yerinden kaldırmamak adına çayı hızlandırmaktır. Elleri ayakları birbirine girer, yarım kalmış sıcak çayı eziyet çekerek küçük yudumlarla kısa sürede bitirmeye çalışır. Saf ve iyi niyetli olsa da, çayı bir anda mideye indirip yemek borusunu dağlayacağına kalkıp kendi alsa daha iyidir. Yine de dövmeyelim, kenara ayıralım... Fırsattan istifadeciler; Kendine çay koymaya erinen üşengeçler ordusudur.
Kurban ayağa kalktığında telaşla ellerindeki çayların seviyesini kontrol ederler. Eğer yarıdan az ise "hüüüppp" ve hemen uzat bardağını ayaktakine... Yangından mal mı kaçırıyorsun kardeşim?.. Çoğunluğu ejderha kökenli ve damakları teneke kaplı olduğundan haşlak çayı bile fondip yapabilirler. Arada çay kaşığını yutma, boğaza kakalama, bademciğe yandan vurdurma gibi kazalar yaşayabilseler de, oh olsun... 'Hazır ayaktayken'ciler; Lojistik olarak sıkıntılı mekânlarda (balkon, piknik, çayır çimen) servis maliyetini minimize etmek isteyen ebeveyn yahut büyüklerdir genellikle. "Hazır ayaktayken bana da doldur..." demeden önce dikerler çayı kafaya. Hareket esnasında ise kaşlar kaldırılabildiği kadar kaldırılır havaya. Gönül ister ki, "kalk da kendin al" cevabı kıtlama olarak servis edilsin. Lakin saygıda kusur etmeyelim, "hazır ayaktayken" lafını duyar duymaz "aha oturdum" diyerek ayakta durma eylemini bitirmek en akıllıca yaklaşımdır diyelim...
 
Ninem diyor ki; Tembelin işi bitmez, yaz gelse de kışı bitmez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.