Tutunamayanlar

A -
A +
Bir otobüse biner binmez güneşin hangi tarafa geleceğini hesaplayıp diğer tarafa oturan yurdum insanından neden Galileolar çıkmadığına hayret ederim bir de neden dünya çapında sörfçüler çıkaramadığımıza. Neden? Çünkü her gün toplu taşıma araçlarında sörfün kralını yapıyoruz.
Hani şu otobüste metroda hiçbir yere tutunmadan ayakta gidebilenlerden bahsediyorum. Müthiş bir denge, dev dalgalar misali virajlarla dans, şoförün ani manevralarını kıvrak vücut hareketleriyle savuşturmaca. Sene 2014, California kıyılarında sörf yaparkeeen, şaka şaka, sörfü otobüste öğrendim ben. Gözünüzde canlandırın; kalabalık bir toplu taşıma aracındasınız, ayakta dikiliyorsunuz. Hep birlikte yosun salınımı yapıyorsunuz. Otobüsün her sallantısında denizin bilmem kaç fersah altındaki yosunların her gelen akıntıda hep beraber dalgalanmaları gibi… Tutunacak yer yok, direğe de zirzopun biri yaslanmış; ıkış tıkış ortamda tutunacak dal bırakmamış.  Hâliyle sörf yapıyorsun.
Bu, ayakta yolculuk yaparken alınan virajlarda, sert frenlerde ve hız değişikliklerinde ayakları biri önde biri arkada açılı tutarak vücudun dengesini çeşitli kas hareketleriyle sağlama sporudur. Amaç ezilmeden destek almadan, tutunmadan ayakta kalabilmektir.
Denge doğru zamanda doğru bacağa verildiği takdirde düşme riski azalsa da kıvrımlı yollarda veya şoför vites değiştirdiği sırada oraya buraya savrulabilir, önünüzdekinin ense köküne hamle yapabilirsiniz. Sert bir frende yardıra yardıra ön cama kadar koşanlar, çukurlarda  kasislerde omurgalarıyla yarım daireler, elipsler ve nice adı konmamış akrobatik figürler sergileyebilirsiniz. Ben genelde düşüyorum... Kikirdeyenlere yerden ‘Yıkılmadım, Ayaktayım’ bakışı fırlatıyorum. Neeeea? Sonuçta düşe kalka geçiyor bu hayat. Sakın ben onlardan değilim demeyin, görüyorum ben hepinizi dolmuşlarda otobüslerde şekerim.
Neyse sinirlenmeyelim, devam; her gün aynı hattı kullananlar antrenmanlıdır. Gelen virajı ezbere bildiklerinden, hangi açıyla hangi adımını öne ya da arkaya alması gerektiğini otomatik planlar ve kısa sürede profesyonel sporcu olurlar.
Ayakta durmaya elverişsiz kısa otobüs teyzeleri ve Adıyaman tütününden saç yapmış gibi duran amcalar diskalifiye olurlar. Virajda savrulunca o sağdaki uzunlarla örttükleri kel açılır. Şaşırtıcı da olsa nadiren ellerinde eczane torbaları tutunmadan sarsılmadan ayakta durabilen yaşlı teyzeler görülebiliyor. Bunlar fabrika çıkışında otobüse monte mi geliyorlar orası hiç bilinmiyor.
Karizma olsun diye otobüs boşken yapanlar da var; havalı gençler… Uzaktan bakınca dünyayı kurtarabilecekmiş gibi duran, ancak yaklaşınca öyle durmak için nasıl zorlandığı suratındaki kasılmadan anlaşılıp karizması çizilen sörfçüler… Diğer yolcular tarafından "ne zaman düşecek bakalım?" diye izlenir. Bu tür izleyiciler genelde sokakta ani fren sesi duyunca refleks olarak “Vurdu!” diyen negatif tiplerdir. Umursamayın diyorum ve tüm sörfçülere kocaman bir alkış istiyorum…
 
Ninem diyor ki; Boş çuval dik durmaz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.