Çay saati

A -
A +
Çay tüketiminde dünyada birinciyiz. Ancak her çay içen tiryaki mi? Peki her tiryaki bir mi? Derhal inceleyelim. Nasıl demiş şair; Geleydiniz bir çay içimi, siz  'çay' dökerdiniz, ben de 'içimi'…
Has tiryaki: Kimi tipler pırasa, kimileri de pijama lastiği misali salınsa da, has çay tiryakisinin duruşu vakur bir porselen demlik gibidir!.. Çayı içmeyi de, seçmeyi de, harmanlamayı da, sapı samandan ayırmayı da, demlemeyi de, ikram etmeyi de sever! Has tiryaki, çayı anonim tasarım harikamız "ince belli cam bardakta" içer! Fincan, kahve içindir, isteyenler içinde fesleğen de filizleyebilir. Lakin katiyen cam bardaktaki gibi insana kendini özel hissettirmez!. Has çay tiryakisi dobradır, sallamaz, sallama çay kullanmaz, kullandırtmaz. Özensizliğe ve bittabi üşengeçliğe prim vermez. Pislik yapmaz… Çaya bisküvi batırmaz!.. Sizi ikiletmeden çaya devam etmesi takdir işaretidir. Fakat ilk bardaktan sonra ikramı nazikçe de olsa geri çeviriyorsa, bu; "Bulaşık suyu gibi olmuş çok affedersin!" demektir.
Püsür tiryaki: Top bıçaklamak için camda bekleyen amcalar kadar gıcıktır bunlar. Kendileri, muhtemel bardak kirine, hizalanmamış dudak payına, çay çöpüne tepki duyarlar. Melamin çay tabağının altındaki kabartma baskıya illaki bir dokunur, bardağı ışığa tutarlar. Şüphecidirler; her yudumdan önce bir tur karıştırırlar. Çay kaşığıyla dipte savrulan yapraklara ve erimeye çalışan şekere, tanımlayamadığı cismi sopayla dürtenler benzeri hareketlerde bulunurlar. "Karıştırma oraları!" diyesin gelir, insanı çay keyfinden bezdirir.
Kamikaze tiryaki: Çaysamıştır. Çay içip kendine gelememiştir. Zihin hata vermektedir. Sinir hücrelerinin sadece cüzi bir kısmı düzgün çalışmakta ve hâlâ çay bulamamış ise... O artık bir kamikazedir! Bu psikolojideki bir çay tiryakisine "Tek çay tabağım altı aydan başlar!" tarzı uyarılar işe yaramaz. Ocakçının "Altına yeni su çektim, az bekle" cümlesine tepki, döne döne surata patlayan terliğin yanaktaki numara izi olacaktır. Sadece çevreye değil kendine de zarar verebilir. Bulduğu abuk sabuk otları demleyip içmeye kalkarken zehirlenebilir. Her yuvarlak cismi diyafon niyetine dürtüp "Buraya iki çay, biri duble olsun" diyebilir. Ve en fenası "Haydaa" narasıyla yere yığılabilir... 65 model Şevrole tamponu çizen ne gördüm ne de duydum.
Kalaycı: Damaklarının kalaylı veya teneke kaplı olduğu rivayet edilir. Seri ve kaynar çay içerler. Bunlar, köy kıraathanelerinin demirbaşı, kentli kafelerin kâbusudur! 'Termostatlı termos' modeli bu tiryakiler, ısı yetmezliği sebebiyle sürekli çaycıyı ve ikramcıyı fırçalar..
Paşazade: Kalaycının tam zıddıdır. "Ilıştıralım da ööle içsin di mi teyzesi?" cümlesi geri belleğe kazınmıştır. Sıcak çay içemez. Demli de... O hep 'Paşa çayı' içmiştir. Yıllar sonra paşa maşa olmadığını fark edişi ise Kemalletin Tuğcu çizgisine teğet geçen bir hikâyedir... Büyümüş de olsa, ya bir bahaneyle (laf kalabalığı, çalışıyorum ben imajı vs.) bardağı soğumaya bırakır ya da ilk yudumları çay kaşığıyla alır. Hiiiç didiklemiyoruz...  
Herkese afiyet olsun diyoruz…
 
Ninem diyor ki; Çay çanağına çay, pay çanağına pay koyacaksın.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.