Yorgun hayatlar

A -
A +
Şairin dediği gibi: “Bazen sadece yorgun oluyor insan, ne küs ne yalnız ne de âşık...”
İnsan yorulur bazen… Yorarlar çünkü... Herkes üstüne gelir hayatın geldiği yetmiyormuş gibi..
Aslında hayat insanı yormaz, insan insanı yorar. Çünkü hayat topraktır, kuyuyu insanlar kazar!
Göründüğü gibi olmayanlardan, olduğu gibi görünmeyenlerden,
Yolun yarısına varmadan  maskeleri düşen, riyakârlarla yürümekten,
Hak ettiğimizi düşlemekten, hak etmediğimizi görmekten yorulur insan...
Seviyormuş gibi yapanlardan, iyi biriymiş gibi davrananlardan,
Tutacakmış gibi söz, gitmeyecekmiş gibi ümit verenlerden,
Gidenlerin ardından keder rengi gözlerle yarım kalmaktan,
Her seferinde "tamam geçecek" diye kendini avutmaktan,
En çok da  kıyamadıklarımızın bize kıymasından yorulur...
Yüzüne kapanan kapılardan, yüreğinin perdelerini örterken ellerine bulaşan yalnızlıktan;
Çaya şeker yerine hayallerini atıp her yudumladığında hüzün tadı almaktan,
Canımızı yakan sesimizi kısan anılardan,
Ayazda umutlarımı yolcu edip, bir de kendine bilet almaktan yorulur...
Kendi girdabında kaybolan canlara buğulu camlar ardından bakmaktan,
“Acaba” ihtimalinin heyecanıyla “Yine mi?!” hissi arasındaki sarkaçtan,
Özen gösterdikçe hırpalanmaktan, dilini ‘keşke’lerin sarmasından yorulur...
Herkese  yetişip  kendini  ertelemekten, güçlü görünmekten; kendi düğüm düğümken başkalarını çözmekten,
Takati yokken bile insanların gelip senden dinlenmelerinden, sen ihtiyaç duyduğunda dizilen bahanelerden yorulur...
Kavgadan, ihanetten, suyun akışına karşı yüzmekten,
Filler tepişirken ezilen çimenleri seyretmekten, 
İnsanların bitmeyen hırsından, nefislerin hırçınlığından,
Zalimlerin azgınlığından, bitmeyen savaşlardan,
Sıvazlanan tabutlara, mezar topraklarına dikilen çiçeklerle boy atan bebelere, yarım kalan umutlardan kırık kanatlarından oyuncaklar yapan yetimlere ağlamaktan yorulur…
Yamalı yüreğine, yuttuğu kara diken içini parçalayıp geçerken ses çıkarmayan diline, tebessümün ardına saklanan hüznüne “Sus” demekten yorulur...
Bu yorgunluğumuz hep söyleyemediklerimizden…
Anlatmak ama anlaşılamamaktan, yaralanmaktan iyileşememekten.
Şartların ağırlığı değil ama hâlden anlamayanların sağırlığından…
Biz ki gurbetteyiz; vuslata erince hem dilleneceğiz hem de dinleneceğiz…
 
Ninem diyor ki; Keser döner sap döner, bir gün hesap döner...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.