Opare gösterisi!

Kim diyorsa ki; futbol kolektif oyun, Opare'yi seyrettikten sonra kesinlikle itirazım var, buna arkadaş. O nasıl bir gösteri, ne muazzam bir sunum öyle? Çalım, sürat, savunma, hücum, gol, ne ararsanız mevcut adamda. Sanki mitolojiden çıkmış efsane kahraman gibi. Kim mi, adı üstünde; Opare!... 

Opare'ye rağmen böyle seyircisiz maçlar, skor tabelası ne yazarsa yazsın, beni mutlu etmiyor; havası kaçmış gazoz gibi... Oynayan için de yönetenler için de işkence gibi bir şey bu... Sadece ekran başındakiler şanslı, neden?

Düşünün, Liverpool'u elemiş bir takım başkente geliyor ama futbolseverler bu takımı seyredemiyor. Opare'nin o şiirsi futbolunu seyredemiyor, niçin?

Tribün kapatma cezası olduğu için... İş mi bu, yazık!

Söyleyin Allah aşkına bu manasız fanatizm ve cezalar ne zaman bitecek?

Oysa Beşiktaş-Balıkesir mücadelesi birçok güzelliği içinde barındırıyor, Liverpool zaferini kazanan ideal kadrodan ilk on birde sadece Necip yok. O da cezalı.  

Pozisyon deseniz, gani... İlk yarıda durum, Beşiktaş lehine 3'e 2.  Aykut'un sebebiyle verdiği penaltı mı, yüzde yüz penaltı. 

Gökhan Töre - Aykut mücadelesindeki o el olmasa; Beşiktaş avantaj sağlayamayacak.

Çünkü Sosa, Demba Ba ve Olcay o ana kadar bitkinlik ölçüsünde yorgundu. 

Demba Ba'yı canlandıran penaltı oldu... O zekice süslenmiş görsel sanat inceliğinde 3 adımlık vuruş mu? Kanaatimce, haksız rekabet gibi... Bir kaleciye bu kadar işkence edilmez ki!

Uzatmayalım, her ne kadar film afişinde; "Dev ile cücenin oyunu" yazsa da, gerçekte başa baş bir mücadeledeydi, Beşiktaş-Balıkesir maçı.

Hatta alın Beşiktaş'tan Cenk'i Balıkesir'in kalesine koyun, tabela da Beşiktaş geriye düşerdi.  Çünkü kaleci Cenk'in biri Gökhan Ünal ve diğeri Zec'in olmak üzere kurtardığı iki net pozisyon var ki, tamamen tecrübe ve kalite farkı bu. Büyük takımın büyük kaleci farkı bu. 

Gökhan'ın gereksiz yaptırdığı o penaltısı, kendisini de yaktı, Beşiktaş'ı da...