Düşün milletin yakasından

A -
A +
Avrupa destekli vesayet merkezleri alan daraltmaya çalışadursun Başbakan Binali Yıldırım Erzincan mitinginde mesajını yeniledi.
Başbakan’ın mesajı açık ve net: “Patronun millet olduğu yerde diktatörlük olmaz, mühür millette hesabı da millet soracak. Çekilin artık, düşün milletin yakasından.”
Başbakan; Menderes ile başlayıp vesayetçiler ve darbeler ile sürekli önü kesilen güçlü hükûmetlerin Türkiye’nin kalkınmasının ve özgürlüğünün önündeki en büyük engel olduğunu vurgulayarak 16 Nisan referandumunun vesayetçiler için yolun sonu olduğunu güçlü bir şekilde tekrarladı.
AK Parti teşkilatları ve merkez kadroları anayasa değişikliği ihtiyacını halka anlatırken geçmişte tek başına iktidar olma gücü olmayan muhafazakâr partilerin ülkeyi hükûmetsiz bırakmama adına kurdukları yamalı koalisyonların ülkeyi hangi sıkıntılara soktuğunu anlatmaları ikna için en güçlü malzemedir.
Önceki gün TGRT’de katıldığım “Sonra ne oldu?” programında Türkiye’nin karanlık yılı 1993’te yaşadığımız suikast ve katliamları anlatırken zayıf koalisyon hükûmetlerinin bu travmaların altında nasıl ezildiğini anlatma gereğini duymuştum.
Koalisyon ortaklarının yasama-yürütme ve yargı üzerindeki paylaşım kavgaları sürerken sonu gelmeyen olaylarda telafisi mümkün olmayan can ve mal kayıpları yaşanmıştı.
Milletin sonuçta anayasa değişikliği ile bu siyasal depresyonları nasıl engelleyeceği, demokrasinin nimetlerinden faydalanmak için güçlü siyasi iradeye nasıl muhtaç olduğu ortada.
Aynı şekilde siyasi ve bürokratik kadrolara aradan sızarak beslenmek isteyen meclis dışı aktörlerin de millî iradeye sülük gibi yapışıp nemalanmak için zayıf hükûmetlere olan muhtaçlığı ortada.
O hâlde bu anayasa değişikliğine karşı çıkanlar ile değişikliği onaylayanlar arasındaki mücadele açık bir biçimde millet iradesi ile sermaye, medya ve bürokratik vesayetçiler arasında bir alan kapma mücadelesidir.
Demokrasilerin üzerine oturduğu temel kurumların sağlıklı çalışması toplumun huzuru, mutluluğu, sosyal refahı ve en önemli ihtiyacı olan kendini güvende hissetmesini temin eder.
Bu güçler, meşruiyet üreten irade olarak Meclis, onun iradesini pratik hayatta uygulayan yürütme ve sosyal hayattaki ilişkileri düzenleyen, denetleyen yargıdır. Yine demokrasilerde toplumun haber alma ve fikirlerini ifade etme imkânı veren medya da dördüncü kuvvet olarak demokrasinin temelleri arasına girmiş.
Herhangi bir ülkede demokrasinin bu dört temelinin ne kadar sağlam olduğunu anlamanın önemli bir ölçüsü var.
O da meşruiyet alanı dışından, araya sızan vesayetçi güçlerdir.
Yani mağdur üreten ve mağdurlardan beslenen çetelerdir.
Eğer bir toplumda farklı şekillerde mağdur olan insanlar kayıplarını geri almak için yasa dışı çetelerden yardım istemeye ihtiyaç duyuyorlarsa demokrasinin temelinde ciddi çatlaklar oluşmaya başlamıştır.
Ne yazık ki, geçmişimiz; hukuku işlemez hâlde hırpalayanlar, yine mağdurları savunmak için ortaya çıkanlar ile sakatlanmıştır.
16 Nisan bu ülkede darbeler ve muhtıraları sıradanlaştıranlarla hesaplaşmadır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.