Rüzgârınız kesilir

A -
A +
Türkiye’nin son bir asırlık tarihi muhtıra ve darbe hikâyeleri ile doludur. Kalkınan bir ülkenin önünü kesmenin en kolay yolu ülkedeki anayasal kurumlarından başlayarak aşağı doğru toplumu birbiri ile didiştirmek. Böylece hem ülkenin enerjisini boşa harcar hem de çatışma aralarından vesayet kurumları kendilerine işgal alanları açarlar.
Yaşanan darbe, muhtıra ve siyasi kargaşa içinde toplumsal huzursuzluğun biz hariç herkesin işine yaradığını vesayetçiler dışında herkes artık biliyor. Güçsüz bir ülke sömürgeciler için iyi bir pazardır. Ne zaman ülke yönetimi güçlü iktidarlarla buluşsa içeriden dışarıdan kendilerince tehdit altında gördükleri demokrasiyi kurtarma seferberliği başlattılar. Aslında kaybettikleri devletin içinde at oynattıkları o koalisyon dönemleridir. Kendi halkından rahatsız dışarının sunduğu desteklerle de iktidar kapısını açamayanlar umudunu ucu ucuna geçecek bir referandum sonucuna bağladı.
Son gelişmeler karşısında referandum öncesi son haftaya girerken kararsızların da kararlı hâle gelip “evet” rüzgârını güçlendirmesinde yerleşik düzenin bu oyunu fark etmesi var.
AB ülkelerinin referandum sonuçlarını etkileme gayretini ise görmezden gelerek bu saldırıları büyütülmüş kadim korku olarak değerlendiriyorlar. Batı, güçlü Türkiye’nin frenlenmesi gerektiğini açıkça itiraf etse de Batı’da kimsenin Türkiye’yi bölmek, parçalamak gibi bir derdi olmadığını, böyle bir ‘beka’ meselemiz olmadığını söylüyor.  Türkiye üzerinde dönen oyunları hâlâ inkâr etmekte ısrarlılar.
Türkiye’yi ezeli ve ebedi bir beka meselesiyle karşı karşıya göstermek “evet” oylarını üç beş puan artırmak gayretiymiş. Oysa gerçek sadece Almanya’da, halen 15 bin PKK’lı 4500 FETÖ'cü ve 1500 DHKP-C’li bulunuyor. Çoğu AB ülkesinde de durum farklı değil. Bu durumu görmezden gelen “bürokratik iktidar zümresini” geçmişte darbeler, muhtıralar, iç çatışmalar, birbirleri ile didişen kurumlar, ülkenin borç sarmalında çırpınması, sömürge muamelesi görmesi mutlu ediyordu.
Umutsuzluğa kapılan destekli cephe bundan sonraki mücadelesini düşük farkla önde çıkacak bir “evet”e bağladı. Düşük farkın yeni hükûmet sistemine meşruiyet kazandıramayacağı üzerine kurgulanmış görünüyorlar.
Bu tam bir ham hayaldir.
Bürokratik tahakkümün sonu olacak referandumdan çıkacak sonuç yeni bir çağın başlangıcı olacaktır. Çünkü didişmenin bedelini bu millet geçmişte çok ağır ödedi ve tekrar hatırladık ki; “Birbirinizle çekişmeyin... Yoksa korku ile zaafa düşersiniz, rüzgârınız kesilir...”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.