Biz kendimize bakalım...

A -
A +
 
Trump’ın seçimi kaybetmesinin Türkiye açısından bir kayıp olduğunu düşünenlere hayret ediyorum.
Türkiye’ye karşı kullanılmak üzere terör örgütlerine binlerce tır dolusu silah veren, yardım ve yataklık yapan kimdi? Tump’ın ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Anastasiadis ile telefon görüşmesi yapıp, ABD'nin Rum yönetimine yönelik silah ambargosunu 2021 mali yılı için kaldırdığını söylediğinden haberi yok muydu?
Biden ile Trump arasında bizi tercihe zorlamanın ne gerekçesi var? Biri umut diğeri umutsuzluk değil.
ABD ilişkilerinde yanlış kapı çalmamak için  bilmemiz gereken Amerika Birleşik Devletleri’nin gerçekte kim tarafından yönetildiğidir. ABD’de yönetimler vergi mükelleflerinden çok bazı lobilere çalışır. Yani  ABD içinde bir “paralel devlet” ile muhatapsınız. Amerikan demokrasisini ve onun karar mekanizmalarını parayla teslim alan hâkim piyon siyasetçiler yönetir. Bu bütün başkanların dönemine hâkim yapıdır.
Kişiler değişir ABD’nin sömürü düzeni değişmez.
Ancak müzmin muhalefet için ABD-Türkiye ilişkilerinde durum farklı, tarafların ekonomik ve siyasi beklentileri Sayın Erdoğan üzerinden yürütülüyor. Seçim sonuçlarının tam kesinleşmesini beklemeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Amerika Birleşik Devletleri'nin 46. Başkanı olarak seçilen Joe Biden ve yardımcısı Kamala Harris'i tebrik ederim. Türkiye-ABD arasındaki dostluğun ve stratejik müttefiklik ilişkilerimizin güçlenmesini dilerim” mesajını yayınladı. 
Seçim sürecinde “Erdoğan’ı devirmek için muhalefete açıkça destek vermeliyiz” diyen Biden’ın kazanması için yanıp tutuşan Kılıçdaroğlu böylece muhalefeti etiketlemiş oldu. Siyasi varlığına dışarıdan istikamet veren böyle bir aşağılamaya muhatap olanların utanç duyması lazım.
Batı’da bir kişi para kazanır ve kazandığını iktidarı satın almak için kullanır. Sonra iktidarlar o kişilerin önünü açar işlerini kolaylaştırır. “Al gülüm, ver gülüm” hikâyesi. Bu daire üzerindeki turlar devam eder gider. Dışarıdan bakanlar bu tur atanlar içinde boş yere kendilerine benzeyen, pay verecek birilerini ararlar. Beyhude bir arayış…
Amerikan siyasal düzeni Amerikalının hayat anlayışının kopyasıdır. Bu düzende kimse başkası için çalışmaz herkes kendine çalışır ve  bu anlayışın özeti; “Kazanan her şeyi alır…”
Fakirleşmiş, dindar, muhafazakâr, eğitim seviyesi düşük, orta Amerika nüfusunu temsil ettiği söylenen ve sempatik(!) görünen emlak milyarderi Trump'ın Orta Doğu politikasını bir hatırlayalım. Bizi mutlu eden ne var?
Obama, Trump ya da Biden hiç fark etmez, al birini vur ötekine. ABD seçimlerinin toplumlar üzerinde böylesine güçlü etkisinin sebebi bu toplumların kendi iç zayıflığıdır.
Sayın Bahçeli’nin dediği gibi yol haritamız; “ABD Başkanlık seçimleri ülkemizi ve dünyayı etkileme kapasitesi taşımaktadır. Biden’dan çok Bidencı olmak, Trump’tan çok Trumpçı olmak sorunludur… Hedefimiz istiklal için birliktir. Nihai ve şaşmaz hedefimiz ‘Lider Ülke’ vizyonumuzun gerçekleşerek Türkiye’nin kazanmasıdır…”
Biz kendimize bakalım…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.