Erken seçim zaruret mi olacak?

A -
A +

Kısa bir müddet öncesine kadar, iktidar kanadı seçim veya erken seçim laflarından aşırı derecede rahatsız oluyordu. Ancak son günlerde, bu toplu tavırda önemli bir değişiklik gözleniyor... "2004'e kadar bu hükümet işbaşındadır..." sözünün sahibi ANAP lideri Yılmaz'dır. Ancak Yılmaz'ın partisinin, teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcısı Erkan Mumcu, seçim tarihinin belirlenmesi gerektiği yönünde görüş serdediyor! Acaba bu tutum, bir erken seçimin artık zaruret haline gelmekte olduğundan mı kaynaklanıyor? Şimdiye kadar, muhalefetin erken seçim istekleri hep cılız kalıyordu. Ama "hükümetin dördüncü ortağı" konumundaki Kemal Derviş, seçim tarihinin belli olmasında fayda mülahaza ettiğini söyleyince işin rengi değişti. Görünüşe bakılırsa diğer ortak MHP de Derviş'in beyanına fazla tepki göstermedi. Hatta bu tarz açıklamanın makul olduğunu bile söyledi. Şimdiki halde seçime en fazla karşı çıkan, Ecevit ve partisi DSP görünüyor... Köşeye çekilmemekte direnen, ancak "doktorların iznine rağmen evinde dinlenen" Başbakan seçimin lafını bile duymaya tahammül edemiyor! Acaba neden? Beyanlarına bakılırsa, "devrim niteliğindeki ekonomik reformların aksaması"ndan endişe ediyor... Gerçekten bunun için mi? Bu konuda haklı şüpheler var! Ekonomiden sorumlu bakan Kemal Derviş niye ısrarla seçimin ekonomik programı etkilemeyeceğini söylüyor? Geldiği günden beri siyasete mesafeli duran Derviş, son demlerde beyan ve davranışlarıyla siyasete göz kırpıyor... "Liberal-sol" çizgide bir oluşumun potansiyel lideri olarak da ara sıra lanse edilen Derviş'in siyasete dümen kırması, en fazla Ecevit ve çevresini rahatsız edecek gibi görünüyor. 20 yıl aradan sonra ve ahir ömründe başbakanlık koltuğuna tekrar oturma şansını yakalayan Ecevit, bütün muhalif isteklere rağmen, bunu sonuna kadar kullanmaya kararlı görünüyor! Ama sağlığı konusunda her gün daha fazla spekülasyonun yapıldığı ve bunun sonucunda da piyasaların kendisi gibi hastalandığı Ecevit, kontrolü ne kadar elinde tutabilecektir? Ecevit sonrası parti hesaplarına şimdiden harıl harıl girmiş olan bir kısım DSP'liler bile çok uzak olmayan bir gelecekte kazan kaldırabilir! Bunları şimdilik bir tarafa bırakalım, Türkiye gibi yükü çok ağır olan bir ülkenin sorumluluğu, Ecevit'in zayıf omuzlarında daha ne kadar taşınabilir? Çok fazla uzun olacağını doğrusu kimse beklemiyor. Siyasî dengeler şimdiye kadar Ecevit'in handikaplarını dikkatlerden kaçırmayı becerdi. Ama yolun sonu gözüküyor! Bu arada gündemi değiştirmek için, bir kısım medya hâlâ var gücü ile çalışıyor. SP ve AK Parti'ye yönelik sansasyonel haberler, yeni komplo teorileri ve buna dayalı operasyonlar vs. bütün hızı ile devam ediyor. Fakat bunların hiçbiri artık eskisi gibi etkili olamıyor... Halk değişim bekliyor. Piyasalar güçlü ve istikrarlı yönetimin yolunu gözlüyor. İktidar kanadı ise hiç rahat değil. MHP'nin seçim startı vermesi, keza ANAP'ın hazırlıkları ve AB gibi, Kıbrıs gibi önemli konularda yaptığı çıkışlar; hep alarm zillerinin duyulduğunu gösteriyor. Yani demek istiyoruz ki; ne kadar saklanmaya çalışılırsa da, erken esçimin hızla yaklaşmakta olduğunu hemen herkes kabul ediyor!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.