"Yarı mobilize Tam mobilize..."

A -
A +

Ecevit'in hastalığı ve hastahanede kalış süresi uzadıkça tıp bilgisi dağarcığımıza epeyce bilginin ilave olacağı anlaşılıyor!... Kaldı ki, başbakanın henüz kaç adet hastalıkla malul olduğunu bile tam olarak bilmiyoruz. Buna rağmen duyduğumuz ve yarım yamalak öğrendiğimiz tıbbi veya tıbbi olmayan terimlerin sayısı hiç de yabana atılacak gibi değil. Dün bir gazete şöyle manşet atmıştı: "Başbakan yarı mobilize..." Ve hemen akabinde de soruyordu; "Yarı mobilize de ne demek?" (Başbakan'ın zorunlu haller dışında ayağa kalkmayıp yatmaya devam etmesi yarı mobilize demek oluyormuş özetle... Eğer normal şekilde kalkıp yürümesinde bir sakınca yoksa bu da tam mobilize demek oluyormuş.) Bizler bu yerli yabancı karışımı melez tabirin manasını kavramaya çalışırken, gün ortasında televizyon ekranından, "Sayın Başbakanın artık tam mobilize" hale geldiğini duyduk. İletişim çağı ve yüksek teknolojinin getirdiği kolaylıklarla, bilginin akış hızı da insanın başını döndürünce, mecburen olayları geriden takip etme durumu hasıl oluyor. Kim bilir, sizler bu satırları okuyana kadar başbakanın fiziki ve moral yapısında daha ne gelişmeler kaydedilecek! Mesela liderler toplantısı Ecevit üzerinde nasıl bir tesir bırakacak?! Ortaklarının samimiyet ve sadakati, mesela sıhhatine kavuşuncaya kadar sabırla bekleyip, koalisyonu riske sokacak herhangi bir davranış ve beyanın asla sadır olmayacağı yolunda bir güvencenin Ecevit'i ne kadar mutlu edeceği aşikâr... Devlet Bahçeli'nin medyaya yansıyan ve bu durumu teyid eden beyanları kendisi için iyiye işaret. Ne diyor sayın Bahçeli? "Sayın Ecevit kendisi açıklayıncaya kadar asla bu konuları gündeme getirmeyeceklerini ve vekalet müessesesine de pek olumlu bakmadıklarını" ifade ediyor. Yılmaz için de durum farklı değil. Parti içi sıkıntılar varken ve en önemlisi de bütün enerjisini harcadığı Avrupa Birliği meselesinde çok kritik bir eşikte bulunurken, koalisyon üzerine spekülasyonlara girmenin hiç de zamanı değil! Ve böylece de, ara ara yarı mobilize olsa da, ardından tam mobilize olduğu doktorlar tarafından açıklanan Ecevit, dimdik ayakta ve görevi başında olmaya devam edebilecek... Yarı demokratik bir rejim, yarı mobilize bir başbakan ve işler gayet yolunda... Ecevit, doktorunun elini güçlükle sıkabilse de, ülke esenliğe çıkıyor. Endişe verecek bir durum yok! (mu)? Buna karşılık Kemal Derviş ısrar ediyor; Seçim tarihi belirlensin. Ekonomi erken seçimden etkilenmez diyor. Meslektaşımız Nazlı Ilıcak da haklı olarak soruyor; "Ecevit ekonomiyi abad mı etti ki, onun çekilmesiyle sarsılsın?" Diğer taraftan ANAP Genel Başkan Yardımcısı Erkan Mumcu, "Krizin aşıldığı filan yok. Bütün yapılanlar borç döndürülmesinden ibaret... Ecevit'in rahatsızlığı faiz oranlarını dokuz puan zıplattı. Bu da borç stokuna yüzmilyonlarca dolarlık yeni yüktür..." dediği ve ANAP'ın güvenini yitirip ihale şirketine düştüğünü söylediği için anında kızağa çekildi. Sizce Mumcu'nun mumu söndü mü? Pek öyle görünmüyor. Zira söyledikleri yalan değil, Barlas'ın tabiriyle dozajı düşürülmüş gerçekler. Ortalık hareketleniyor. Bu gidiş, bazı taşları yerinden oynatacak gibi görünüyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.