Herkese geçmiş olsun!..

Evet, milletimize, memleketimize büyük geçmiş olsun... Dün saat 16.00 itibariyle Türkiye, sonu belirsiz bir maceradan, daha doğrusu sonu karanlık ve kaos olan bir maceradan döndü. Meclis'in ve dolayısıyla sivil siyasetin itibarı direkten döndü. Akla hayale gelmedik taktikler, ayak oyunları, kaypak tavırlar, kandırmalar ve ikiyüzlülükler... Hepsi, ama hepsi boşa çıktı. Ve artık söz milletin. 32 gün sonra millet sözünü söyleyecek ve artık kesin olarak söyleyebiliriz ki, bazı siyasilerin üzerini çizecek. Öyle görünüyor ki, Türkiye Büyük Millet Meclisi, 12 Eylül sonrası, 1983 seçimlerinde yüzde 83 oranında yenilendiği gibi, bu defa da çok büyük nisbette yeniliğe sahne olacak... Temennimiz bu yeniliğin; yaşadığımız asra ayak uydurabilecek ve ülke menfaatlerini öncelikle şahsi çıkarlarından önce telakki edip gerektiği gibi koruyacak ve kollayacak kişileri parlamentoya taşımasıdır. Kim ne derse desin ve sonuç ne olursa olsun seçimler rejimin süpabıdır ve demokrasinin hayat sahasıdır. Seçimle ilgili mevzuat ne kadar elverişsiz olursa olsun, milli iradenin tazelenmesi başlı başına bir önemli tecellidir. Yaygın söylentilerin ve bu yönde özellikle estirilen havanın aksine, 4 Kasım sabahı, Türkiye için daha elverişli bir gün olacaktır. Milletin sağduyusu, geçmişte olduğu gibi, bir kere daha düğümlenmiş birçok meseleyi bir defada halledecektir. Tasfiyeye uğrayacağını görüp de mızıkçılık yapanların, hezeyana varan beyanlarını çok fazla ciddiye almamak gerekir. Bu arada herkesin gerçek yüzünün ortaya çıkması da ayrıca hayırlı olmuştur. Çünkü halkımız ona göre notunu verecektir. Bir son dakika golü ile tasfiye sürecini uzatmak ve birkaç ay daha geciktirmek isteyenler, Meclis'in haysiyet duvarına toslamış oldu. Meclis Başkanı Ömer İzgi'yi dün gösterdiği kararlı tavrından dolayı kutlamak gerekir. Açılış konuşmasında önemle belirttiği, "Meclis'in Onuru" korunmakla kalmadı, bundan böyle kendisine yönelecek tehlikelerden de uzaklaştırılmış oldu. Dünkü kararın ehemmiyeti zaman geçtikçe, daha bariz şekilde kendisini gösterecektir. Bu sonucun hasıl olmasına, başından beri büyük bir dirayetle seçimin ertelenmesine karşı çıkarak ve bu sebeble de Meclis'te açış konuşmasını dahi yapmayarak, siyasi oyunlara set çeken Sayın Cumhurbaşkanı'nın katkısını da unutmamak gerekir. Son zamanlarda örneği az görülen bir devlet adamlığı misyonunu herkese emsal olacak şekilde göstermiş oldu. Ülkelerin özellikle bunalımlı dönemlerinde kaliteli devlet adamlarının ne derece hayati rol oynayabildiği bir kere daha görüldü. Bundan sonra ülke yönetimine talip olanların, hem Cumhurbaşkanı'nın yukarıda belirttiğimiz tavrından, hem de Meclis'in dünkü kararından dersler çıkarması gerekir. Yıllardan beri bocalayan sivil siyasetin tekrar layık olduğu yere oturması için fırsat gelip çatmıştır. Amerika, elli sene sonrasını planlarken, Türkiye'nin bir gün sonrasını göremeyecek noktaya gelmesine sebep olanlar mutlaka tasfiyeye uğrayacaktır. Binaenaleyh herkes hesabını iyi yapsın!..