ANAP kongresi ve diğerleri

A -
A +

Anavatan Partisi, üçüncü olağanüstü kongresini tamamladı ve Ali Talip Özdemir; Özal, Akbulut ve Yılmaz'dan sonra dördüncü genel başkan oldu... Özdemir de siyasete bir süre ara verenlerden. Şimdi sırada Saadet Partisi ve MHP var... SP'nin de yakında lider değişimine gitmesi, daha doğrusu, Kutan'daki emanetin eski sahibine, yani Necmettin Erbakan'a teslim edilmesi bekleniyor. Bunun için de Erbakan'ın yasaklı konumunun sona ermesi gerekiyor. MHP'de ise durum biraz muğlak!.. Zira , Devlet Bahçeli 3 Kasım akşamı çekileceğini en önce ilan eden genel başkan olmasına rağmen, aradan geçen zaman içerisinde, sanki bunu soğutmaya bırakmış görüntüsü veriyor. Hatta bazı açıklamalarında, bu kararından döneceği yolunda işaretler de var... Partinin mevcut yönetimi ve mensuplarının bir bölümü de bunu sağlamak için hummalı bir faaliyet içinde. Söylenenlere bakılırsa, Bahçeli'nin liderliğini devam ettirmek için kongrede başka adayın çıkarılmaması da düşünülen tedbirler arasında. Hal böyle olunca MHP'nin gelecekteki yapılanması için yorumda bulunmak zorlaşıyor. Beklemek gerekecek... 3 Kasım hezimetinden sonra, dün itibariyle yönetimi değişen bir parti daha var; Liberal Demokrat Parti. "Asabı Bozuk Adam" olarak kendisini tanıtan Besim Tibuk da, genel başkanlıktan çekilmişti. Ben şahsen Sayın Tibuk'un çekilmesini, Türk siyasetinde renklilik ve canlılığın kaybı olarak görüyorum. Hatırı sayılır miktarda oy alamasa bile, ülke meselelerini en yalın şekilde ve cesaretle gündeme getirmesi önemli bir şeydi. 99 seçimlerinden sonra, "Milletin yüzde doksan dokuzu yanlış karar vermiştir!.." açıklamasında olduğu gibi, sözünü sakınmayan edasıyla, bence 1990'ların ve 2000'lerin Osman Bölükbaşı'sı idi. İkisi de, dobra konuşmalarıyla çok takdir ve alkış alan ama, bir türlü bekledikleri seviyede oy alamayan politikacılar olarak siyaset galerisinde en renkli portreler hüviyetiyle yer aldı... Lider adayı enflasyonu!.. Neyse... Biz yine ANAP kongresine dönelim. DYP Kongresinde olduğu gibi, ANAP kongresinde de yaşanan tuhaflıkların en dikkat çekeni, genel başkanlık için aday enflasyonu oldu. Çok sayıda aday çıktı. Daha sonra bunlar birer birer diğer adaylar lehine çekildiğini açıkladı. Taktik ve propagandaya yönelik olsa da tuhaf. Hele hele Pakdemirli'nin çok iddialı şekilde ortaya çıktıktan sonra, Özdemir lehine çekilmesi çok yadırgandı. Adil Aşırım'ın oylama devam ederken çekilmesi ise, benzeri şimdiye kadar görülmemiş bir şey. Bütün bunlar, baraj altında kalan partilerdeki şaşkınlık, kararsızlık ve zemin kayganlığını ortaya koyuyor. Her iki kongrede (DYP ve ANAP) yaşanan bir diğer gariplik de, doğruluğu tartışmalı da olsa, eski liderlerin adamı veya emanetçisi gibi tanıtılan (kasıtlı olarak muhalifleri tarafından öyle lanse edilen) adayların bundan zarar görmesi. DYP'de İlhan Kesici, ANAP'ta ise Lütfullah Kayalar, gerçekte öyle olmadıkları halde Çiller ve Yılmaz'ın adayı veya emanetçileri olarak yıpratıldı... Kongre sonuçlarının her iki partide de bütün taraflarca sindirilmesi pek kolay olmayacak galiba. Bu hazımsızlıklar yeni olağanüstü kongrelere bile yol açabilir. 3 Kasım depreminin artçı şoklarının devam ettiği bir ortamda gerçekleşen bu kongrelerde işbaşına gelen yeni yönetimlerin neler yapabileceğini ve merkez sağın gelecekteki yapılanmasını bir başka yazıda değerlendirmeye çalışacağız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.