Gazetecileri itibarsızlaştırmak...

A -
A +

Medya dünyasında yaşanan çalkantılardan en fazla zarar görenler, hiç şüphesiz meslek mensupları. Ancak bunun da müsebbibi yine kendileri!..
Üst düzey yönetici konumundaki üç meslektaşımızın, görevlerinden alınması üzerine yapılan spekülasyonlar, haksız karalamalar, asılsız ithamlar son derece üzüntü ve kaygı verici... Acaba başka meslek mensupları arasında da, bu derece kırıcı; acımasız, etik dışı saldırılar vaki midir? Gazete sütunlarında, televizyon ekranlarında; her gün ve hiç ara vermeden, yekdiğerine salvo yapan sözüm ona gazeteci, yazar ve fikir insanları(!) tam olarak neyin peşinde ve ne elde ettiğini düşünüyor olabilir ki? Günlük köşe yazılarının yarıdan fazlası, kalem erbabının karşılıklı birbirine giydirmesinden ibaret!.. Sen onu dedin, ben şunu yazdım, falan filan... Televizyonlardaki tartışmalar, zaten başlı başına bir felaket. Kerli ferli adamlar, birbirini hiç ama hiç dinlemeden; gırtlaklarını yırtarcasına, fikir teatisinde bulunuyorlar!.. Karşılıklı ağız dalaşı, seviyesiz bağırıp çağırma, kimi zaman da fiili saldırıya varan rezaletler. Kısacası hem yazılı hem görsel medyada, bilgi ve fikir yerine, hakaretin bini bir para... Peki, toplumun suçu ne?
Medya dünyasında, kişilerin yönetici olarak atanması veya görevinden alınması; hangi yelpazede olursa olsun, olağanüstü bir hadise olarak algılanıyor ve buradan hareketle, kamplar arasında hesaplaşma vesilesi yapılıyor. Yayın yönetmenleri göreve gelirken de, giderken de, tam anlamıyla bir karakter suikastına maruz kalıyor... Bu tablo ne mesleki rekabet, ne basın ahlakı, ne de herhangi bir şekilde insanlık ve medeni ölçülerle izah edilebilecek bir şey değil. Tek kelime ile felaket bir durum. Ve bu kirli kavga, ne yazık ki medya dünyasının sınırlarını aşıp toplumun genelini zehirleme kapasitesine sahip. Tek tek vatandaşları ve sosyolojik aidiyet ve özelliklerine göre kitleleri; kolayca tahrik edip, her seferinde ülke çapında tehlikeli sonuçlar doğurabilecek, akut gerginlikleri kolayca devşirebiliyor. Bu absürt yaklaşım, kesinlikle ülkenin başına yeni belalar açmaya aday gibi görünüyor. Dikkat, dikkat!..
Star Medya Grubu ve Akşam Gazetesinin tepe yönetimindeki üç saygın meslektaşımız, Kuruluşun patronaj katında verilen bir kararla görevden alındılar. Benzerleri her zaman ve her müessesede yaşanan ve yaşanabilecek bir olaydır bu. Fakat o da ne, bir vaveyladır koptu... Bu arkadaşlarımıza öylesine çirkin ve seviyesiz saldırılar oldu ki. İnsanlara iftira atmak, bu kadar kolay bir şey midir yahu?! Medya Grubunun patronu Ethem Sancak, açıklama yapmak durumunda kaldı. Para - pul konuları ile ilgili olarak, ortaya atılan iddiaların yalan olduğunu kesin bir dille ifade etti. Meslektaşlarımız, yapılan karalamalara cevap vermek için, ayrıca ortak açıklama yapma mecburiyeti hissetti. Bu ne rezalettir! Bu ne kepazeliktir!..
Mustafa Karaalioğlu'nu, Yusuf Ziya Cömert'i uzun yıllardan beri yakinen tanırım. Mehmet Ocakden'i ile ta ortaokul yıllarından beri aşinalığımız var. Her biri medya dünyasında müstesna mevkie sahip, toplumda saygı duyulan, milli ve manevi değerlerle mücehhez, örnek şahsiyetlerdir. Bu insanları kin, yalan ve iftira ile örselemek, onları itibarsızlaştırmaya çalışmak tek kelimeyle ahlaksızlıktır. Siyasi veya ideolojik maksatla da olsa, mesleki rekabet ve kıskançlık dürtüsüyle de olsa, sonuç değişmez. Önce insanlık ve vicdan gerekli! İnsafsız ve iz'ansız saldırıları kınıyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.