5.6 milyon Suriyeli çocuk...

A -
A +

BM Çocuklara Yardım Fonu UNICEF, Suriye ve Irak'ta, bir neslin tamamen kaybolma tehlikesi ile karşı karşıya bulunduğunu açıkladı!..

İşlerine geldiği vakit bir karabatak kuşunun durumunu bile, bütün dünyanın gündemine taşıyabilen egemen çevreler; çeyrek asırdan beri Iraklı çocukların çektiği zulüm, elem ve ıstırabı, son beş yılda da; Suriyeli emsallerinin maruz kaldığı katliam, baskı, sürgün ve imha felaketine gözlerini ve kulaklarını kapatmış. İnsanlık için utanç verici bu vahim tabloyu hiç ama hiç görmüyorlar. Karabatak örneğini rastgele vermedim. Yaşı müsait olanlar gayet iyi hatırlayacaktır. 1991'deki Birinci Körfez Savaşı sırasında, Saddam Hüseyin'in yaktığı petrol kuyuları bölgesinde; oluşan petrol sızıntısı sebebiyle, Basra Körfezi'ndeki kirli bölgede çırpınan bir karabatak görüntüsünü, günlerce bütün dünya medyasında göstermişlerdi. O karabatak üzerinden yapılan kara propagandada, Saddam Hüseyin'in çevreye ne kadar zarar verdiği zihinlere sokulmaya çalışılıyordu... Oysa aynı dönemde, ABD'nin öncülük ettiği Koalisyon Güçleri'nin, icra ettiği tarihin en büyük hava bombardımanında, Irak Ordusu'nun yüzde altmışı tamamen imha olmuş, daha sonra uygulanan ambargolar sebebiyle de, yirmi yıl içerisinde en az iki milyon Iraklı çocuk, gıda ve ilaç yokluğu sebebiyle hayatını kaybetmişti...
Irak'ın başına gelen felaket, bununla da sınırlı kalmadı. 2003 yılında yine Amerika'nın başını çektiği işgal harekâtı sırasında ve sonrasında, en az beş buçuk milyon Iraklı mülteci durumuna düştü ve işgal sonrasındaki iç karışıklıklar ve çatışmalarla birlikte, en az bir milyon Iraklı sivil hayatını kaybetti. 1991'den bu yana süren çatışmalar, işgal; hiç kesilmeyen terör eylemleri ve iç savaş sebebiyle, Irak nüfusunun nerede ise üçte biri kendi ülkesinde mülteci durumuna düştü... Bu zaman zarfında, ne yazık ki en büyük travmayı hep çocuklar yaşadı ve yaşıyor. Şimdiye kadar uğradığı tahribatı, elli yılda telafi etmesi mümkün görünmeyen Irak'ta; başta çocuklar olmak üzere, milyonlarca insanın psikolojisi kronik ölçüde bozulmuş durumda! Can ve mal güvenliğinin ortadan kalktığı, işsizlik, yoksulluk ve sefaletin kol gezdiği bu bahtsız ülkede, etnik ve mezhep ayrılıklarından beslenip körüklenen iç çatışmalar ve terör saldırıları, gün be gün tırmanıyor. Bu ortamda ülkenin parçalanma süreci de, özellikle küresel güçlerin politikaları istikametinde, ivme kazanıyor.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu UNICEF yetkilileri, Irak ve Suriye'de toplam 14 milyon çocuğun, çatışma ve savaş ortamından olumsuz etkilendiğini ve bu ülkelerde bir neslin tamamen kaybolma riski ile yüz yüze bulunduğunu açıkladı. Suriye'de toplam 5.6 milyon çocuğun yardıma muhtaç durumda olduğunu, ancak dünyanın bu duruma kayıtsız kaldığını belirten UNICEF yetkilileri, ayrıca dört milyon Suriyelinin hâlihazırda dış devletlerde mülteci durumunda olduğunu, ülke içindeki sığınmacılarla birlikte, yerinden yurdundan kopmuş insan sayısının yedi milyonu bulduğunu ifade ediyor...

Bu, yaşanan felaketlerden sadece bir kesit ve çok özet bilgi. Bunun teferruatında, ne gibi yıkımların olduğunu anlamak hiç de zor değil. Lâkin medeni dünya adına sesleri yüksek çıkan egemen çevreler, bu insanlık dramının üstünü örtmek için her türlü ahlaksızlığa başvuruyorlar. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da, dün bir kere daha seslendirdiği üzere, Suriye ve Irak'ta çocuklar bir taraftan kurşunlarla; diğer taraftan açlık, hastalık ve sahipsizlik sebebiyle hayatını kaybederken; "modern vicdan" diye tanımlanan hegemonik çevreler, nesli azalan ayıların korunması ile meşguller!.. Evet, vaziyet böyle, ama bu 'kara vicdan' da, elbette bir gün hesaba çekilecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.