Bu facianın sebebi ne ve müsebbibi kimler?

A -
A +
Hemen her sene yaşanan dehşet verici "Tarım İşçileri" kazaları, acaba bir gün son bulur mu? Bu yürek parçalayıcı manzaraların bir sorumlusu var mı?

Son olarak Manisa'nın Salihli ilçesi Çökelek köyünü vurdu. Tam on beş cenaze... Yedisi aynı aileden!.. Buna benzer felaketler, her sene yaz mevsiminde tekerrür ediyor. Her facianın ardından, hayatını kaybeden fakir fukara insanların yürek parçalayıcı hikâyelerini duyarız. Devlet yetkililerinin resmî, soğuk ve netice itibariyle sönen hayatlara hiçbir faydası olmayan klişe beyanlarını dinleriz. Ama ateş düştüğü yeri yakar. Çökelek köyünde olduğu gibi... Kilosu 1.5 liradan bağ yaprağı toplamak için, gecenin karanlığında evlerinden çıkan on beş kişi, içine doluştukları açık kasa kamyonetle kafa kafaya çarpışan süt tankerinin altında, metrelerce sürüklenerek feci şekilde can verdi. Şimdi bu facianın sebebi veya sebepleri nedir? Bunun sorumlusu veya sorumluları kimlerdir? Bu soruyu öylesine soruyorum. Yani tatmin edici bir cevap alabileceğimi beklemiyorum açıkçası.
Manisa Valisi Erdoğan Bektaş; "Bütün işaretler kamyon şoförünün uyuduğunu gösteriyor. Ama kamyonet şoföründe de kabahat var. Kurallara uymamış..." diyor. Ve çaresizce şunları söylüyor: "Artık kurallara uyalım ve insanlar bu şekilde ölmesin..." Evet, bu kadar! Valinin yapacağı fazla bir şey yok. Söyleyeceği başka bir şey de yok... Kazanın vuku bulduğu Gölmarmara Belediye Başkanı Kamil Öz, ağlayarak âdeta bir çaresizliği haykırıyor. Kazanın yaşandığı Akhisar-Salihli yolunun, ağır tonajlı binlerce aracın burada seyretmesinden ötürü, zaten uzun zamandan beri yetersiz ve tehlikeli bir hâl aldığına ve sık sık kazaların cereyan ettiğine dikkat çekerek, bu yolun çoktan genişletilmiş olması gerektiğini ifade ediyor. Yol inşaatı ihaleye verilmiş, ama gecikmelerin neye mal olduğu da işte böyle ortada.
Tanker şoförü uyumuş olabilir. Açık kasa kamyonete 15 kişiyi bindiren kamyonet sürücüsü kurallara uymamış olabilir. Bunlar açıkça görülüyor. Fakat yolun durumu da ortada. Bu memleketteki kazaların yarısının kurallara riayetsizlikten, diğer yarısının da yollardaki bozukluk ve hatalardan kaynaklandığı hep söylenir. El hak doğrudur. Yol çizgileri olmayan, doğru dürüst trafik işaretleri bulunmayan, ama en önemlisi yeteri kadar ve ciddiyetle denetimi yapılmayan yollarda, kazalar da kaçınılmaz oluyor. Manisa Salihli'deki facianın bir benzeri aynı gün Karaman'da da yaşanabilirdi. Çünkü orada da meydana gelen bir başka kazada, yine tarım işçisi on dört kişi yaralandı. Bu insanlar şans eseri hayatta kaldılar. Lakin Manisa Salihli'deki işçiler, o kadar şanslı değildi. Şimdi şu soruyu tekrar kendimize soralım: Bu türden faciaların artık yaşanmaması için, hakikaten neler yapmamız gerekiyor? Uyuyan şoförler, trafik kuralı tanımayan sürücüler, bozuk ve hatalı yollar, denetim eksikliği; cezaların yetersizliği, caydırıcı olmaktan uzak oluşu, bütün bunların toplamı olarak eğitim eksikliği vb. hepsi bu ülkenin gerçekleri. Ekonomik şartlardan doğan çaresizlikler, günün ihtiyaçlarına cevap veremeyen trafik mevzuatı, yanlış uygulamalardan doğan her türlü olumsuzluk ve genel olarak insanlarımızın ortaya koyduğu sorumsuzluk örnekleri... Bu ve benzer bütün negatif etkenlere rağmen, Salihli'deki gibi faciaları önlemenin bir yolunu muhakkak bulmalıyız. Yazıktır, günahtır!..
Yetkili merciler, mesela son on yılda bu şekilde tarım işçilerinin maruz kaldığı kazalarda; can veren insanlarımızın sayısını ve bunun toplumda yol açtığı travmaları, şöyle bir gözden geçirseler ve bunun önüne geçmek için yeniden oturup düşünseler... Mutlaka ama mutlaka daha olumlu ve etkili çareler üretebilirler. Bekliyoruz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.